Evvel Cevap
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 51
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Gizem Yayınları
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 51

“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 51 Gizem Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 51

Salonda birden serin bir hava esmeye başlamıştı. Yorgun sinekler havalandı, gözkapaklardaki kur- şuncuklar düştü, bütün gözler genç anneye çevrildi.
Dayanamayan orta yaşlı bir kadın, “Maşallah,” dedi, “maşallah… Hepsi senin mi bunların?”
Genç anne duru mavi gözleriyle orta yaşlı kadına döndü:
“Sahibi çıkmazsa…”
“Çıkmaz inşallah. Hevesini alamamışa benziyorsun.”
“Alamadım teyze, inan olsun ki alamadım.”
“Başka var mı?”
“Var, bir oğlum daha var, ilkim, Ayhan. Altı tane. Altı asker demek. Hani fakir olmasak, bir bu kadar daha doğururdum!”
Hayret sesleri yükseldi, gülüşmeler oldu. Fakat onun aldırış ettiği yoktu:
“Şunlara bakın, Allahaşkına bakın şunlara! Küçük küçük insanlar. Her birinin tadı başka, akılları fikirleri başka. Evimin radyoları…”
“Kahırları ya?”
“Gülü seven dikenine de katlanır teyzeciğim. Şurda siler süpürürüm, arkamı dönmeye kalmaz, bir de bakarım ki…”
Gözlerini tekrar çocuklarına çevirdi, baktı, baktı… Bakarken heyecanlanıyordu. Birden kendini tutamadı, açık pencere önünde bıcırdayıp duran oğlanların dördünü birden kucaklamak istercesine kollarını açtı. Birini bırakıp birini öpüyor, öperken kendinden geçiyor, gözleri hazla yumuluyordu, öyle hayat dolu, öyle kudretli bir şeydi ki bu, romatizmalılar romatizmalarını unuttular, bel ağrılılar bel ağrılarını. Kira derdi, kömürsüzlük, arteryoz kloroz filan unutulmuş, dünya gailelerinden sıyrılınmıştı.
“Kocam da benim gibi (…). Az bulur az yeriz, çok bulur çok. Çok bulduğumuz yok ya, sözün gelişi… Ekmeğimizi tuza banıp yediğimiz çok olur. Lâkin can sıkıntısı, keder, yüz eğrisi, tasa filan girmez kapımızdan içeri. Sokmayız ki girsin!”
Arka sıralardan bir kocakarı, “Başınız, dişiniz de ağrımaz mı kızım?” diye sordu.
“Ağrımaz teyze, inan olsun ağrımaz.”
“Kocan ne iş başında?”
Genç annenin gözleri parladı:
“Dokumacı,” dedi. “Yeşildirek’te. Bugün cumartesi, erken çıkar işten. Benim evde olmadığımı da biliyor ya, dur bakalım, ne muziplik düşünür gene kim bilir?”
Gözleri daldı.
Dokumacı Sami paydosta yorgun argın çıkmış, evinin yolunu tutmuştu. Yemiş İskelesi’ne vururken, gözüne taze balık ilişti. Mübarekler gümüş pırıltılarla mavi mavi yatıyorlardı. Aklına karısı ve çocukları geldi. Yorgunluğunu filan unutarak, iki kilo balık, yeşil salata, taze soğan, turp aldı.
Eve geldiği sıra büyük oğlu arsada arkadaşlarıyla çiftkale oynamaktaydı. Babasını görünce koştu:
“Vay, babacığım… Balık mı aldın?”
“Balık aldım oğlum.”
“Lazım mıyım? Geleyim mi?”
“Fena olmaz. Annenler gelmeden şunları kızartıp? Ha? Ne dersin?”

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Gizem Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 51 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders ve Çalışma Kitabı Cevapları
Benzer İçerikler

Yeni Yorum