Evvel Cevap
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 47
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Gizem Yayınları
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 47

“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 47 Gizem Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 47

Sonra cebinden, (X) lisesinin felsefe öğretmen vekilliğine verildiğini bildiren Bakanlık yazısını bir daha çıkarıp, bilmem kaçıncı kez okudu. Bir haftadan beri cebinde duran bu kâğıda her bakışında olduğu gibi, göğsünden kalkan bir heyecan dalgasının gelip boğazını tıkadığını duydu. Gene, bu kez daha da artmış, midesinde bulantı, ağzında acılık. Sevinçli mi, üzüntülü mü, kestiremiyor. Uzun süren çabalardan sonra ulaşılacak nokta değil mi bu? Bir zamanlar içini bir kurt gibi yiyen meraklarına, bilgi hırsına, ilkgençliğinin vazgeçilmez arkadaşları olan kaygılarına bir sünger çektikten sonra bu dört yıllık öğrenim süresinden beklenebilecek sonuç, şimdi elinde bakadurduğu bu kâğıttan başka ne olabilirdi? Sonra ne de olsa kendisini yabancı duyduğu bu kentte bırakmak istemeyeceği ya da onu bırakmak istemeyecek ne var?
Kağıdı katlayıp cebine koydu, kalktı. Tersyüzüne Taksim’e doğru yürüdü. İyice karanlık çökmüştü ortalığa, geldiğinde tramvay biletçilerinin, dadıyla çocuğun, simitçinin oturdukları sıraların boşalmış olduğunu gördü. Uzaklardan bir çalgılı bahçeden gelen belli belirsiz bir gitar sesi. Karşıdaki apartmanların çatısında değişik renklerde yanıp sönen elektrikli banka reklamları. Yazın sıcak günlerinin yalnız olana büsbütün dokunan tenha, Beyoğlu akşamı. Cadde üstündeki lokantalardan birine oturup (…) bir şeyler yedi, yemedi, kendini sokakta buldu. Başka günlere benzemediği, böyle olduğu için de her zaman anımsanacak günlerde, gene başka günlerde yapılan şeylere benzemeyen, her zaman da anımsanacak şeyler yapmak isteyip de hiçbir şey yapamamak ne berbat bir boşluk duygusuna sürük- lüyordu insanı. Bir arkadaşın gidip kapısını mı çalmalı? (…) Yeniden bir sinemaya girip uyuklamaya mı çalışmalı? Ama bunların hepsi, bir kentte son akşamını yaşadığını daha derinden duymasından başka bir şeye yaramayacak. Gene de en iyisi pansiyonunu boşalttığı iki günden beri kaldığı Sirke- ci’deki otele gidip uyumaya bakmak.
Yürüyerek oteldeki odasına dönüp soyunmadan yatağına uzandığı zaman artık beş dakika olsun ayakta duracak hali kalmadığını anladı. (…) Tramvay, otomobil gürültüsü. Açık pencereden odaya dolan benzin, yağ, çürümüş meyva karışımı bir koku. Sonra bütün gürültüleri, kokuları, boğucu sıcağı alıp götüren bir sağnak.
Yarı uykuda yarı uyanık gözlerinin önünde, küçücük bir Anadolu kentinin bahçe ortasında, önünde birkaç ağaçla büyük bir havuzun bulunduğu sarı badanalı lise binası. Birbirinden ayırdedilemeyecek kadar benzeyen sayısız çocuk yüzü. Liseye üç beş dakika çeken bir ev. Boğazı konuşmaktan kurumuş yorgun günlerinin akşamında, bir lokantanın her akşam oturacağı masasında yalnız başına yemeğini yedikten sonra, adımlarını becerebildiği kadar yavaşlatıp yolunu uzatarak döneceği evi.
Sabahattin Kudret Aksal, Gazoz Ağacı ve Diğer Öyküler (Metnin orijinal yazım ve noktalamasına uyulmuştur.)
(Kısaltılmıştır.)

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Gizem Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 47 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders ve Çalışma Kitabı Cevapları
Benzer İçerikler

Yeni Yorum