Evvel Cevap
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 236
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Gizem Yayınları
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 236

“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 236 Gizem Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 236

ANNE: Tuhaf şey! (Örtüyü kaldırır. Bir süre örtü elinde resme bakar. Sonra başını sallar, döner, vazodaki solmuş kasımpatlarını alıp uşağa doğru fırlatır.) At bunları… (Sağdan çıkar.)
UŞAK (Çiçekleri yerden alır.): Bu evde herkes bir göyna. (Çıkar.)
Salon bir an boş kalır. Sonra, ana girişin camlarında Baha’nın silueti belirir. Baba ağır ağır yürüyerek içeri girer. Ortalık iyiden iyiye kararmaktadır. Baba giderek karanlığa gömülüyor gibidir. Bir koltuğa oturduğu ayırt edilebilir. Bu sırada, portrenin bulunduğu köşeden, karanlıklar içinden, alevden bir sütun halinde nar çiçeği rengi giysili kadın belirir; aynı anda, ışığı ondan alıyormuşçasına, Babanın yüzü aydınlanır.)
NAR ÇİÇEĞİ GİYSİLİ KADIN (Uzak, tatlı yumuşak, sanki dünya ötesi bir sesle): Güzel bir sonbahar akşamı. Bulutları sever misiniz? (Pencereden bulutların geçtiği görülür.) Bir vakit hep gökyüzüne dalardınız. Yaşam gibi geçip gidiyorlar… (Bulutlar kaybolur.) Bu saatleri seviyor musunuz? Bu anı? Ne kadar yalnızlık kokuyor. Niçin bana hep bu nar çiçeği elbiseyi giydirirsiniz? Bin yıllık şey bu… Tuhaf! Biz tanışalı, deyin ki, otuz beş yıl oldu. Yarım yüzyıl bile değil.
BABA: Sana öyle geliyordur.
NAR ÇİÇEĞİ GİYSİLİ KADIN: Uff… Kim bilir ne kadar ihtiyarlamışımdır. Bırakın yüzlerce yılı, otuz yıl önceki renkler bile çoktan soldu. Ben sonraları, ne zarif, ne şık elbiseler giydim. Bir gün buraya en beğendiğim, bana çok yaraştığını söyledikleri bir giyimimle geleyim, Ah! onu ilk giydiğimde kocam: “Bir masaldan mı geliyorsun?” demişti. Kavalyelerimdem biri: “Hangi düşte bulabilirim sizi?” diye soruyordu. Hele bir tanesi bakın ne dedi: “Her şey birdenbire dursa, olduğumuz yerde donsak, taş kesiliversek…” Düşünülebiliyor musun?
BABA: O günü anımsıyor musun?
NAR ÇİÇEĞİ GİYSİLİ KADIN: Hangi günü?
BABA: Bir bahçede idik, hani… Yalnız ikimiz vardık…
NAR ÇİÇEĞİ GİYSİLİ KADIN: Birçok günler, birçok bahçelerde (…) hangisi? Unutmuşum.
BABA: Beni yüzüstü bırakıp gittiğin gün… Nasıl unutursun?
NAR ÇİÇEĞİ GİYSİLİ KADIN: Ben ne zaman sizi bıraktım? Ben sizden hiç ayrılmadığımı sanıyorum.
BABA: Bir belleğin yok mu senin?
NAR ÇİÇEĞİ GİYSİLİ KADIN: Var; beni bir bahçeye tutukladın, oradan çıkartmadın bir daha… Bir uçurtma uçuruyordun, sanki onu seyrediyorduk seninle… Sonra, ipi koptu uçurtmanın… Hâlâ gidiyor, görüyorum, ip şu anda kopmuş gibi, hatırlıyorum. Ama sonra ne oldu?
BABA: Ne mi oldu?
NAR ÇİÇEĞİ GİYSİLİ KADIN: Ne oldu bilmem o bahçe… Bir de beyaz bir yelkenli vardı galiba… BABA: Sen kahkahalarla gülüyordun.
NAR ÇİÇEĞİ GİYSİLİ KADIN: Daha seninle evli değildik o sıralarda.
BABA: Nasıl? Evlendik mi ki seninle?!..
NAR ÇİÇEĞİ GİYSİLİ KADIN: Şaştım doğrusu bunu sormana. Nasıl unutursun? Belleğini asıl sen yitirmişsin; hem de korkunç bir biçimde; evli iken evliliğini unutmuşsun… Ne kötü. Yoksa işim ne şimdi burada?
BABA: Bilsem!

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Gizem Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 236 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders ve Çalışma Kitabı Cevapları
Benzer İçerikler

Yeni Yorum