11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 235
“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 235 Gizem Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 235
BABA: Hiç değilse istenmeyeni…
KOMŞU (Ağır ağır yerinden kalkarak anlamlı): Nar çiçeği renginde bir elbise içinde mi? (Tabloya doğru yürür.)
BABA (Dalgın): Nasıl olursa. (Dönüp portreye bakar.) Hayır. (O da ayağa kalkar.) Eski zaman işi bir giysi bu; ancak bir portreye yaraşır… (Bir süre portreyi seyreder, sonra.) Şimdi kim bilir ne kadar ihtiyarlamıştır bu kadın… Yoook, artık hayatta bile değildir belki… Kuşkusuz. Ama çerçevede ölümsüz, ve hep güzel. Peki öyle olsun!.. Zamanı durdurdu mu bu resim?.. (Bu sırada oğul girer. Elinde bir kitap vardır.) Bir gün bu renk de solar, bu görüntü uçar… (Oğluna…) Nar çiçeği rengini sever misin?
OĞUL: Açık kan rengi. Severim. (Komşu’ya) Siz? (Baba’ya) Bir renk psikolojisi var. (Komşu’ya) Değil mi? (Baba’ya) Niçin sordun? (…)
KOMŞU (Baba oğul çatışmasından kuşkulu): Bir nar çiçeği elbiseden söz ediyorduk canım.
OĞUL (Eli ile resmi göstererek): Bundan yani. Hoş bir resim bu. Bildim bileli bu resim burda asılı durur. Kim olduğu da belli değildir. Ama güzel kadınmış doğrusu. Hele bu kırmızı giysi içinde büsbütün güzel. (Bir süre seyreder, sonra döner.) Vay canına be. Şimdi her tarafı kırmızı görüyorum. Renk tuttu gene.
BABA: Bizi niye tutmuyor?
KOMŞU: İhtiyarız…
OĞUL: Babam tutkun olduğuna göre bu resme, dolayısıyla bu renge, siz babamın genç olduğunu söylemelisiniz. (Gülümseyerek babasına bakar.) Kimse ona ihtiyarsın diyemez… Ne ki, kendisi kuruntu eder.
(…)
BABA: Niye böyle konuşuyorsun?
OĞUL (Belirsiz bir jest yapar): Nar çiçeği renginde bir giysi… Tüm sorun bu… Ya da akpak bir uzun etek…
BABA (Yerinden kalkar): Akpak evet… (Portreye doğru yürür.)
OĞUL: Ha yaşama töreni, ha cenaze…
BABA (Oğul’a döner, sert): Sus… (Oradaki bir beyaz örtüyü alıp portrenin üstünü örter.) Oldu mu? OĞUL (Babasına şaşkıyla bakarak): O niye o?
BABA (Başını yarım çevirerek): Renk gözümüzü fazlaca aldı da.
OĞUL: Oysa güzel kız kardeşime ne yaraşırdı, nar çiçeği rengi; içten söylüyorum. (Çıkar.)
(…)
ANNE: Kuzum, bu kurumuş çiçekler hâla ne diye vazoda duruyor? Kaldır at şunları.
UŞAK: Beyefendi koymuştu onları.
ANNE: E, ne olmuş?
UŞAK: Ufacık bir şeyin yeri değişti mi, kızıyor.
ANNE: Kurumuş çiçekleri atmak da sorun mu oluyor, yani? (Bu sırada üstü örtülmüş tabloyu görür.) A, a! Bu da nesi?
UŞAK (Annenin baktığı yere bakar, şaşkı ile): Ben örtmedim, Allah Allah…
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
11. Sınıf Gizem Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 235 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.