Evvel Cevap
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 193
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Gizem Yayınları
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 193

“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 193 Gizem Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 193

(…)
Köylü yaklaştı:
“Burada ne var ki? Ne idirler?” diye sordu.
Hoca başını çevirmeksizin:
“Balo var, balo…” dedi.
Bu kelime köylüye neyi ifade etti? bilinmez. Lâkin yorganlı adam kendi kendine söylenir gibi mırıldandı:
“Bu gecenin yarısında hep dolaşıp dururlar. Onlar da benim gibi garip mi, nedir? Yatacak yer mi ararlar?”
Hoca, kendini tutamayıp güldü. Bundan cesaret alan köylü ona daha ziyade sokuldu: “Bu koca konak kimin? Ah deyiver bana, gözünü seveyim.”
“Tövbe, yarabbi, tövbe, yarabbi… Burası otel, otel be. Hani, senin anlıyacağın alafranga han.”
(…)
Tam bu sırada, otelin iç salonlarından birinde bir köşeden, sokaktaki bu konuşmaların yankısı Selma Hanımın kulağına şu şekilde çarpıyordu:
“Kim bilir bizim için ne düşünürler? Neler söylerler? Onlar için, kapısından gördükleri bu âlem ne kadar esrarengiz şeylerle doludur?”
“Yavaş yavaş onlar da öğrenecek, onlar da alışacak. Bu yeni hayatın icapları onlarca da anlaşılır, açık ve basit şeyler haline girer.”
“Demin, otelin merdivenlerinden çıkarken tuhaf bir başdönmesi hissettim. Bana öyle geldi ki, ayağımı bastığım her basamak, halkla benim aramdaki uçurumu bir parça daha derinleştiriyor. Ters yüzü geri dönüp arkamda bıraktığım bu uçuruma atılmak istedim; ta ki onlara karışayım ve içinde bulunduğumuz bu sunî âlemi, onların arasından, onların gözüyle uzaktan seyredeyim diye… Fakat, düşündüm ki…”
“Fakat, düşününüz ki, bu kabil değildir. İçtimaî merdivenin bu basamağına çıktıktan sonra geriye dönenlere, hiç bir yerde, hiç bir devirde rasgelinmiş mi? Azizim, demokrasilerin kanuniyetine göre hep aşağıdan yukarıya doğru çıkış vardır. Bunun tersi ancak bir katastrofu ifade eder. “Halka doğru” lafının hakikî mânası halkı kendine doğru çekmek demektir.”
“Ben, meseleyi böyle vazetmiyorum, böyle vazetmek de istemem. Çünki, bir nevi demagoji’ye sapmış olurum. Benim için burada bir rejim üslûbu dâvası mevcut değildir. Bilirim ki, sınıf tezatlarının en çok tebarüz ettiği, en çok keskinleştiği yerler şu çağdaş demokrasilerdir. Size maksadımı nasıl anlatayım? Bilmem ki… Bu, bir maksat bile değil. Bu, hattâ bir ruh haleti bile değil, buna, belki bir sezirıti diyebilirim. Demin, merdivenlerden çıkarken, kendimi, birdenbire, muallâkta gibi hissettim. Ayağım yerden kesilmişti. İşte o vakit, sokaktaki o insan kümesi, bana kendimden daha reel bir varlığın ifadesi gibi göründü. Onlara dönmek isteyişimin sebebi işte bundan hasıl olmuştu. Realite ile kaybettiğim teması bulmak ihtiyacı…”
Selma Hanım, arkasında konuşan bu iki kişiden biri, sanki, bu son sözleri doğrudan doğruya kendine hitap ediyormuş gibi hızla başını çevirdi: “Evet, ne doğru söylüyorsunuz, ben de ara sıra bu ihtiyacı duymaktayım” diyecek oldu. Fakat, kendini tuttu. Çünkü, konuşanlardan ne birini, ne öbürünü tanıyordu. Zaten iki dans arasında iliştiği bu kanepede yalnız da değildi. İstiklâl Harbi esnasında, bir gün, Aktepe’de tanıdığı doktorun hanımı ile kız kardeşi onu aralarına almışlardı ve suvarenin, şimdiden birer dedikodu mevzuu haline girmiş birçok hâdiselerini anlatıp duruyorlardı.
(…)

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

11. Sınıf Gizem Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 193 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders ve Çalışma Kitabı Cevapları
Benzer İçerikler

Yeni Yorum