Evvel Cevap
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 143
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Gizem Yayınları
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 143

“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 143 Gizem Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Gizem Yayınları Sayfa 143

Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirinde de mevsim lale zamanıdır ama şair daha çok dün ile bugün karşılaştırmasıyla bakar Lale Devri’ne:
NEDİM’E DAİR
Mevsim tam lâle zamanı, Sorma ne kalmış o hayattan? Sadabat değil, Kâğıthane;
Geçtim bir akşam Sadabat’tan (••■) Çingenenin fal baktığı yer;
Koltuğumda Nedim divanı. Ne nıest-i naz… Sadabat harap. Lâle Devri ancak efsane.
(…)
Arif Nihat Asya da geçmişle bugünü hüzünlü bir bakışla karşılaştırır; o da Cahit Sıtkı gibi eski ihtişamını kaybetmiş ve unutulmuş devirlere bakar. Süleymaniye Camisi ve Mimar Sinan aracılığıyla OsmanlI’nın parlak günlerini hatırlatan şair, “yer cenneti Sadabad” ve “ünü bir yurdu tutan laleler” ifadeleriyle Lale Devri’ne atıfta bulunur. Şair ilk dizelerde -aslında zaten kokusuz olan- lalenin unu- tulmuşluğunu vurgularken, Lale Devri’nin bitişine işaret eder. Diğer şiirlerden farklı olarak Arif Nihat Asya, laleyi Mimar Sinan’la ve vatan kavramıyla birleştirir. Süleymaniye’de Mimar Sinan’ın ölümsüz eserindeki çinilerde yaşayan ve ihtişamını koruyan laleler, şiirde vatan kavramının en güçlü öğesine dönüşür. (…)
Yukarıdaki şiirlere bütün halinde bakıldığında, Cumhuriyet dönemi Türk şairlerinin Lale Devri’yle ilgili düşüncelerinin çok da olumlu olduğu söylenemez; şiirlerde Lale Devri, tarihsel bir dönem olarak değil, -pek de onaylanmayan- bir yaşam tarzı olarak yansıtılmaktadır. Belki de bunun bir sonucu olarak lale, OsmanlI’nın, Türklüğün ve İstanbul’un bir simgesi olduğu halde, modern şiirimizde ne yazık ki pek işlenen bir imge olmamıştır.
2. Lale imgesi
Cumhuriyet dönemi Türk şiirinde bazı dizelerde rastlanan lale imgesi genellikle Lale Devri’nden bağımsızsa da belki de o dönemin yarattığı olumsuz etkinin bir sonucu olarak çok güçlü değildir. Bununla birlikte şiirlerin çoğunda lalenin Divan şiirindeki imgelerle birlikte anıldığı görülür. (…)
Yahya Kemal’in ve Ahmet Haşim’in dizelerinde Divan şiirindekine benzer bir duyuş ve benzetişle geçen lale, Dıranas’ın “Maşar Dağı” şiirinde iki dağın arasından kızıllıkla doğan güneşin karşılığı olarak yer alır:
Göz alan bir güneş doğardı
Gökçegelin gibi Ağrı’dan.
Ve iki yüce dağın ardı
Kızıl bir lâleydi Tanrı’dan (Dıranas 1988: 149)
Yukarıdaki örneklerden Cumhuriyet dönemi Türk şiirinde de lalenin çoğunlukla kırmızılıkla eşleştiği ve şairlerin çoğu kez lalenin klasik betimlemelerinden uzaklaşamadıkları sezilir. Bu, “lale” sözcüğünün Farsça’da hem kırmızı rengi hem de çiçeği karşılaması (Bkz. Öztekin 2004: 420), klasik şiirimizde de daha çok kırmızı lalenin işlenmesiyle ilgili olabilir. (…)
Bu örneklerin yanı sıra, -ileride değineceğimiz- Attilâ İlhan’ın “siyah bir lâle gibi yorgun boynu bükük” (İlhan 1983: 66) ve Turgut Uyar’ın “lâle mayıs ayıdır mora turuncuya filan boyanır” (Uyar 1970: 50) dizelerinde olduğu gibi farklı renklerdeki lalelerden söz edildiğine ara sıra rastlansa da Cumhuriyet dönemi Türk şiirinde lalenin belirgin bir renk ve biçim halinde işlendiği söylenemez. (…)
2.2. Lalenin Yeni Açılımları
Cumhuriyet dönemi Türk şiirinde lalenin adı giderek daha az anılsa da, zaman zaman Divan şiirindekinden çok farklı bir söylemle ve özgün çağrışımlarla birlikte kullanılır. Lale gibi doğuşu uzun ama ömrü kısa, zarif ve kırılgan bir çiçeğe en uzak kavram, mücadeledir. Nitekim lale, bahçelerdeki

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.

11. Sınıf Gizem Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 143 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders ve Çalışma Kitabı Cevapları
Benzer İçerikler

Yeni Yorum