11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Cem Yayınları Sayfa 92
“11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 92 Cem Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
11. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Cem Yayınları Sayfa 92
Benim de yandı içim anlayınca derdinizi…
Fakat, baban sana ısmarlayıp da gitti sizi.
O, bunca yıl çalışıp alnının teriyle seni
Nasıl büyüttü? Bugün, sen de kendi kardeşini,
Yetim bırakmayarak besleyip büyütmelisin.
— Küfeyle öyle mi?
— Hay hay! Neden bu söz lâkin?
Kuzum,’ayıp mı çalışmak, günâh mı yük taşımak?
Ayıp:’ Dilencilik, işlerken el, yürürken ayak.
— Ne doğru söyledi! Öp oğlum amcanın elini…
— Unuttun öyle mi? Bayramda komşunun gelini:
“Haşan, dayım yatı mekteplerinde zâbitiir;
Senin de zihnin açık… Söylemiş olaydık bir…
Koyardı mektebe… Dur söylevim55 demişti hanı?
Okutma sen de hamal yap bu yaşta şimdi beni!
Söz anladım ki uzun, hem de pek uzun sürecek;
Benimse vardı o gün birçok işlerim göreceli;
Bıraktım onları, saptım yokuşlu bir yoldan.
Ne oldu şimdi aceb, kini bilir, zavallı Haşan?
Bizim çocuk yaramaz, evde dinlenip durmaz;
Geçende Fâtih’e çıktık ikindi üstü biraz.
Kömürcüler Kapısfmdan girince biz, develer
Kızın merakını celbeni, dâima da eder:
O yanın yumru beden, upuzun boyun, o bacak,
O arkasındaki püskül ki kuyruğu olacak!
Hakîkaten görecek şey değil mi ya? Derken,
Dönünce arkama, baktım: Beş on adını geriden,
Belinde enlice bir şal, başında âbânî,
Bir orta boylu, güler yüzlü pîr-s nûrânî;
Yanında koskocaman bir küfeyle bir çocucak,
Yavaş yavaş geliyorlar. Fakat tesâdüfe bak:
Gocuk, benim o sabah gördüğüm zavallı yetim…
Şu var ki, yavrucağın hâli eskisinden elim:
Cılız bacaklarının dizden altı çırçıplak…
Bir ince mintanın altında titriyor, donacak!
Ayakta kundura yok, başta var mı fes? Ne gezer!
Düğümlü alnının üstünde sâde bir çember.
Nefes değil o soluklar, kesik kesik feryâd;
Nazar değil o bakışlar, dümû5-i istimdâd.
Bu bir ayaklı sefâlet ki yaînayak, baş açık;
On üç yaşında buruşmuş cebimi sâfı, yazık!
O anda m@kteb-i rüşdiyyeden taburla çıkan
Bir elliden ımüîecâviz çocuk ki, muntazaman
Geçerken eylediler ihtiyân vakfe-güzin…
Haşan5la karşılaşırken bu sahne oldu hazin:
Evet, bu yavrulatın hepsi, pür-sürûd-i şebâb,
Eder dururdu birer âşiyân-t nûra şitâb.
Birazdan oynayacak hepsi bunların, ne iyi!
Fakat Haşan, babasından kalan o pis küfeyi,
-Ki ezmek istedi görmekle reh-güzârında-
İlePebed çekecek dûş-i ıztırânnda!
O, yük değil, kaderin bir cezâsı ma’sûsma…
Yazık, günâhı nedir, bilmeyen şu mahkûma!
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
11. Sınıf Cem Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 92 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.