Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Meb Yayınları (MESEM)

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 107 (MESEM)

“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 107 Meb Yayınları (MESEM)” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 107 (MESEM)

uzun, düzenli nefeslerle göğsü kalkıp iniyordu. Onu şimdi bu çocuğun yanında ağlamaya iten bir his vardı. Birden bütün haksızlıkları birer birer, insafsız bir kınama anlamıyla gözlerinin önünden geçiyordu. İtiraf ediyordu ki bu evlilik bir hata, müthiş, belki tamir edilemeyecek bir hataydı.

(…)
Odanın kapısı gıcırdadı. Giren kimdi. Belki Bihter’di. Başını kaldırıp bakmaya, onu görmeye cesaret edemiyordu. Nihal’in, sıcak, çok güneş altında kalmış bir çiçek nefesine benzeyen, kokusunu solumakta gecikiyordu. Kapı tekrar açıldı, kapandı, birisinin odada bulunduğunu fark etti, Adnan Bey o zaman başını kaldırdı ve yataklığın ayak ucunda Beşir’i gördü.

Beşir orada, dirilmiş bir heyula gibi duruyor ve kavrulmuş dudakları titreyerek, beyazları donmuş gözlerinde vahşi bir gülüşle bütün simasını geren derin bir ıstırapla Nihal’e bakıyordu; sonra gözleri titreyerek Adnan Bey’e dikildi, bir şey söylemek isteyerek dudakları kıpırdandı, daha sonra birden döndü, odanın kapısına kadar giderek sürmeledi ve dönerek, söylemeye davet bekleyen gözlerle baktı.

Adnan Bey sordu:
— Ne oluyorsun, Beşir?
Beşir kuru bir sesle:
— Küçükhanımı öldürüyorlar, dedi; artık hepsini söyleyeceğim. Ve yataklığın demirine dayanarak, gözleri Adnan Bey’in gözlerinden kaçınarak, başladı. O hepsini biliyordu, kaç geceler soğuklarda, yağmurların altında, karanlık köşelerde gizlenerek, sofanın şehnişininde saatlerle onları bekleyerek, yorulmaz bir merakla takip etmişti.

Söylemeye, kendisini kemiren bu sırrı haber vermeye kuvvet bulamamıştı. Beşir anlatırken, perişan bir tarzda bütün gördüklerini, bildiklerini böyle dökerken ikide birde) “Size neden haber vermedim?” j diyor, sonra bu sorusuna cevap vermeyerek, “Haberiniz olsaydı belki böyle olmazdı” düşüncesiyle Adnan Bey’in yüzüne bakıyordu.

Adnan Bey sapsarı, bir hareket edemeyerek, bir kelime söyleyemeyerek, kulaklarının içinde işittiklerini bir kargaşalık bunalımına boğan uğultularla, gözlerini Beşir’den ayırmayarak dinliyordu. Beşir bugün Ada’dan dönüşü anlatıyordu:

— Bülent Bey geldi, Behlûl Bey İstanbul’a indi, diyordu, sonra anlattıklarının anlaşılması için burada bir ara vererek son olaya atlıyordu.

O bugün bir şey, bir büyük olay beklemekteydi; bu olayı, odasında, yarı giyinmiş, yatağının kenarında zamanı gelmiş bir şeyi beklemesine beklemişti. Beşir bitirdikten sonra, bütün kuvvetleri birden sönerek, oraya, Nihal’in yatağının kenarına çöktü ve iki elleriyle yüzünü kapayarak hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Adnan Bey başının üstünde bir dünya parçalanmışçasına ezilmiş gibi, hâlâ gözlerini Beşir’den ayırmayarak duruyordu; sonra birden taşan çılgın bir hiddetle, (…) bir köpürmeyle kalktı. Ne yapacağını bilmiyordu, odanın içinde dönüyordu. Bihter! Bihter! Ona Bihter lazımdı; kollarından tutacak, Bihter’i kıracaktı. Aralık kapısına koştu.

(…)

Olayların yaşandığı sırada Behlûl yalıdan kaçar. Adnan Bey, Bihter’e ulaşmak ister fakat bu sırada Bihter canına kıyar. Nihal ve babası yaşananların ağır yükünden kurtulmak için bir süreliğine Ada’ya halalarının yanına gider.

  • CevapBu sayfada soru bulunmamaktadır.

10. Sınıf Meb Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 107 (MESEM) ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2025 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!