Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Düşler Yayıncılık

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Düşler Yayıncılık Sayfa 151

“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 151 Düşler Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Düşler Yayınları Sayfa 151

— Aman Yarabbi, şu Servet Bey ne derekelere düşmüş! Ne derekelere! diyordu.
Ve bu ihtiyar ile bu genç adam böyle konuşurlarken yavaş yavaş akşam oluyor, oda gölgelerle doluyordu. Hakkı Celis hiç bir yerde, akşamın bu kadar kasvetle, bu kadar fena bir şeyi haber verir gibi geldiğini hatırlamıyor, bilmiyor, denizin dibine batan bir adam gibi tıkandığını hissediyordu.
Geç vakit, ruhu bir ağır kederle yüklü, eve dönüyordu. Karanlık ve tenhalık içinde, Istanbul’un sokaklarında yürümekle İstanbul denilen şeyi daha iyi anlıyordu. Bu, ne bir ülke, ne bir şehir, ne de bazılarının dediği gibi, büyük bir köydü; İstanbul’un güzelliğini, çirkinliğini, ihtişamını ve sefaletini yapan şeyler neydi? Ne tepeleri üstündeki camileri, ne Şark’ın en büyük saltanatına payitaht oluşu, ne Fikret’in dediği gibi alay alay “Efvahı kadide” ile meskûn bulunuşudur.
(…)
Hakkı Celis, bundan iki üç yıl evvel yine bu sokaklardan, bu türbeler, bu camiler arasından geçiyor, yine Cihangir’deki konaktan dönüyordu; sağında, solunda karanlıkta yalnız başlarının beyaz sargıları görünen yaralıların birer tabuttan daha matemli arabaları hareket ediyordu. Hakkı Celis, o zaman ne başını çevirip bu yaralılara bakıyor, ne kulak verip o derinden gelen sesleri dinliyordu. Bütün varlığını manasız (…) bir sevdanın alevi sarmıştı. Genç adam, kendi kendine: “Ne kadar değişmişim?” dedi. Gerçi, bugünkü Hakkı Celis, dünkü Hakkı Celis’e tamamıyle yabancıydı. O zamandan beri yeni bir sevdanın alevi içinde, dünkü küçük adam, balmumundan bir bebek gibi eriyivermişti. Bu sevda neydi? Kim içindi? Bu sevda, millî ideal diye birkaç seneden beri ağızdan ağıza dolaşan ve kısmen sahte olan müphem ve sarî duygu muydu? Hakkı Celis, o kadar süslü ve muattar Seniha’nın yerine şimdi, millet denilen şeyi, o koyu, karışık varlığı mı seviyordu? Genç adam, millet denilince Naim Efendiler gibi müstehaselerle Senihalar ve Faik Beyler tarzında sefil iştahlı yaşarları hatırlatıyordu. (…) Hakkı Celis, bu müthiş fikir ve bu korkunç şüphe ile bir bir hafta sonra Çanakkale’ye sevk edileceğini düşündü. (…)
Hakkı Celis, biraz evvelki o şanlı rüyadan hakikat denilen bu mezbeleye düşer düşmez bir müddet muvazenesini kaybeder gibi oluyor ve sendeliyordu. Fakat bu anî buhran çok sürmüyor, genç adam, türbelerden, sebillerden, camilerden sızan hava içinde derhal kendini topluyordu: Hayır! Hayır! Millet denilen şey Naim Efendi gibi müstehaselerle, Senihalar ve Faik Beyler gibi sefil iştahlı insanlardan mürekkep bir varlık değildi. Bunlar milletin çürüyen ve dükülen tarafıydı. Ve havaya kalkan sekiz yüz bin kılıç, işte, bu kangren olmuş uzvu kesip atmak içindi…
(Hakkı Celis, Çanakkale Savaşı’nda şehit olur. Cepheden dönen bir subayın verdiği bu haberi Seniha yemekli bir davet esnasında alır. Naim Efendi değişen dünyaya, çöken ve darmadağın olan ailesine şaşıp kalarak konağındaki yapayalnız hayatına devam eder.)

Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kiralık Konak

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

10. Sınıf Düşler Yayıncılık Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 151 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2025 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!