Kitap Cevapları TIKLA
Soru Sor TIKLA
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Düşler Yayıncılık

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Düşler Yayıncılık Sayfa 137

“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 137 Düşler Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Düşler Yayınları Sayfa 137

gelir. Bunlar dahi kendisi gibi genç olacaklarından ve özellikle Felâtun Beyefendi Beyoğlu’nda oturması dolayısıyla arkadaşlarını alafranga bir yolda eğlendirmek gerekeceğinden, perşembe gecesini alafranga eğlence yerlerinde geçirir. O gece sabahlandığından perşembe günü akşama kadar uyunur. Sonunda yine cuma gelir ve işte bir haftalık meşguliyet nasılsa, öteki haftaların meşguliyetleri dahi yine her zaman onu andırır.
Ya böyle haftada üç saat kaleme giderek onu da yaşadıklarını anlatmakla geçiren bir delikanlı ne öğrenebilir?
Nasıl ne öğrenebilir? İşte Felâtun Bey öğrenmiş ya! Yazısı var, okuması var, Fransızcası var. Zekî, kavrayışlı, güzel konuşur; özellikle ayda babasının yirmi bin kuruş da geliri var! Dünyada bir adamın öğreneceği daha ne kaldı?
Bak Allah için söyleyelim: Felâtun Bey’in yeni basına merakı pek fazladır. “Canım şöyle bir hikâye basılmış,” dediler mi, Felâtun Bey için, “Onu görmedim,” demek mümkün değildi. Hangi kitap çıkarsa çıksın, satıcılardan kendisine her zaman kitap götürmeye alışmış olan (kitapçı), en önce Felâtun Bey’in kitabını götürüp Beyoğlu’nda ciltçi (İranlı) Gulâm’a teslim eder ve o dahi pek güzel, alafranga olarak ciltleyip arkasına altın yaldızla A. P. harflerini dahi bastıktan sonra götürüp Felâtun Bey’in uşağına verir ve akşam bey geldiğinde kitabı görüp, pek düzenli olan kütüphânesine koyardı.
Fransızca bu iki harfi tanırsınız ya? Biri “elif”, biri “pe” harfleridir. İlki, Ahmet Felâtun Bey’in adının ilk harfi ve ikincisi Felâtun’un Fransızcası olan “Platon” sözcüğünün birinci harfidir. Alafrangada bir adamın adının ya da adlarının böyle ilk harfi ya da harfleri konulması vardır ki, buna o adamın markası denilir.
Meramımız burada Felâtun Bey’i yermek olmayıp, kendi davranışlarını okurlara ayrıntılı olarak tanıtmaktır. Dolayısıyla şunu da ekleyelim ki:
Bizim Felâtun Bey bu kadar zengin olduğuna ve kendi hakkında özgüveni, kimi halktan kimselere göre kibri, dahi pek büyük olduğuna göre tavrından, kurumundan geçilmemek gerekirse de Felâtun Bey’in durumu bunun tersineydi… Alafrangalık hâli, malûm a. Herkese alçakgönüllülük göstermeye, herkesin yüzüne gülmeye, insan mecburdur. Hattâ bazı kere Felâtun Bey’in yanında bulunan uşağı kendi beyini bir adamla pek tatlı, nâzikçe ve saygılı konuşuyor gördükçe, “Bu efendi bizim beyin pek dostu olmalı,” inancına kapılırdı. Ama o adamdan ayrıldıktan sonra, uşak, beyefendinin öfkesinden çıldırmak derecesine geldiğini ve hattâ sövüp saydığını görünce ve işitince, şaştığından ne düşüneceğini dahi bilmezdi. Aslına bakılırsa eski düşünceli olanlar, sonra arkasından sövüp sayacağı bir adamın yüzüne karşı böyle incelik göstermeyi kendilerinin savundukları mertliğe uygun bulamazlarsa da alafranga olanlar dahi, “mertlik ahmaklıktır” diye düşünürler.
(…)
Bir önceki bölüm, bize öykümüzü kendi adlarıyla adlandırdığımız iki kişiden birinin özel durumunu epeyce öğretti. Burada dahi, yine böyle kısaca da olsa Râkım Efendi’nin özel durumunu görmemiz gerekiyor.
Râkım Efendi dediğim çocuk, eski Tophâne kavaslarından birisinin oğlu olup, bundan yirmi dört yıl önce babası öldüğünde annesi(nin) elinde bir yaşında yetim olarak kalmıştı. Bir kavas, çocuklarına ne bırakabilir? Bizim Râkım Efendi’nin babasıysa (…) mal sayılabilecek hemen hiç bir şey bırakmamıştır.
(…), “Fedâî, artık aramızda hanımlık halayıklık kalmadı! İkimiz de çalışıp kendimizi ve bir de şu yavrucağı beslemekten başka çâremiz yoktur,” dediğinde, sâdık Arap,“Ah hanımcığım! Sen neye çalışacaksın. Ben çalışırım; hem seni hem küçük beyimi, evlâdımı beslerim,” diye bütün yönetimi kendi üzerine almaya kadar göze aldırmıştı. Ama annesi, bu iyiliğin yükünü yalnız Fedâî üzerinde

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

10. Sınıf Düşler Yayıncılık Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 137 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

2025 Ders Kitabı Cevapları
🙂 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER, PAYLAŞ!
0
happy
0
clap
0
love
0
confused
0
sad
0
unlike
0
angry

Bir yanıt yazın

**Yorumun incelendikten sonra yayımlanacak!