
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Beşgen Yayınları Sayfa 53


“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 53 Beşgen Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Beşgen Yayınları Sayfa 53
“Ey kâdir Allah, beni bir damla sudan ve bir avuç topraktan halk eyledin, benim ne kudretim var ki bu kaleyi fethedeyim! Dergâhına yüz vurmuşum ki sen cemîâlemin fettahısın!”
İmam Ali böyle dua edip yakararak gidiyordu.
Râvîler öyle rivayet ederler ki bu Kan Kalesi’nin üç yüz altmış kapısı vardı. Her kapı bir vilayete açılırdı. Bu kaleyi Süleyman aleyhisselam devlere yaptırmıştı.
Bunlar kalenin önüne geldiler. Kale kavmi İmam Ali’nin heybet ve salabetine hayran kaldı. Hak Teâlâ İmam Ali’yi onlara gayet heybetli gösterdi. Hepsi gelip İmam Ali’nin elini öptüler. Her biri, sefa geldin, diyerek izzet ve ikram ettiler.
Daha sonra İmam Ali’nin önüne düşüp bir çadıra kondular, önüne türlü türlü nimetler getirdiler.
(…)
Hacipler İmam Ali’yi kondurdular, seğirtip Kahkaha melunun katına vardılar, karşısında durdular. Kahkaha başını kaldırdı:
“Ey hacipler, buyurduğumuz yere vardınız mı? Ne haber getirdiniz?
Hacipler cevap verdiler:
“Sultanım vardık şu karşı dağın sahrasında tıpkı aslana benzer bir kişiye rast geldik. Atı ve kılıcı bu yerlerin atına ve kılıcına benzemez. O kişinin heybetinden dehşete düştük. Tutup bağlayarak katınıza getirmeye mecalimiz kalmadı. Hemen karşıdan ikram eyledik. Padişahımız seni ister, buyurun dedik, o yiğit de nola, revadır, varalım dedi. Önüne düştük, yola girdik. Yolda gelirken ahvalini sorduk, “Ey yoldaşlar ben Horasan vilayetinden gelirim. Adıma Amık bin Vec derler. Bende sanatlar pek çoktur. Ben âlemi seyahat ederim. Hiç varmadığım vilayet yoktur. Hangi vilayette bir ulu padişah haberini alsam hizmetine giderim, kulları varsa talim ederim, ihsanını alırım, o malı horantamla yerim, ona dua ederim. O mal tükenince başka bir padişah tarafına daha giderim. Kahkaha Sultan’ın azim padişah olduğunu işittim, azimet edip hizmetine geldim. Yolda Kan Suyu’na uğradım. Bir ilimle Kan Suyu’nu geçtim. Bir köprüye uğradım, onda olan tılsımların her birini bir ilimle bozdum.” dedi. Onun durumunu öğrendik. İletip Bab-ı Azim önünde kondurduk, önüne türlü türlü nimetler getirdik. Şimdi yiyip içip durmaktadır. Ne buyurursunuz? Gidip o yiğidi katınıza getirelim mi yoksa yoluna gitsin mi?” diyerek sustular.
(…)
Kahkaha melun, “Ey hacipler gidin, o cengâvere üç gün üç gece ziyafet çekin, dördüncü gün onu benim katıma getirin. Ben onu gördüğüm an bilirim!” dedi. “Hem de Bab-ı Azim’den geçirin, benim heybetlerimi görsün!” diye ekledi.
Hacipler o din düşmanı kâfirin bu emri üzerine sürüp İmam Ali’nin katına geldiler. İmam Ali’ye üç gün, üç gece ziyafet çekmekle meşgul oldular.
(…)
Sabah oldu. İmam Ali kalktı, ezanını okudu namazını kıldı. Bu sırada hacipler yanına geldiler.
“Ya cengâver atlarımızı burada bırakalım. Zira ötesine atla gidilmez,” dediler.
(…)
İmam Ali ve hacipler biraz yürüdüler, saraya geldiler. Bu saray Kahkaha melunun has sarayıydı.
(…)
İmam Ali ileri yürüdü, çevresine bakındı. Sağ tarafında taht üzerinde yüz vezir, sol tarafında taht üzerinde yüz vezir oturmuştu.
Din düşmanı Kahkaha melun secdeden o murdar başını kaldırdı, türlü ipek elbiseler giydi, murdar başına da değerli bir taç geçirerek makamına yerleşti.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Beşgen Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 53 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.