

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Beşgen Yayınları Sayfa 236

“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 236 Beşgen Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Beşgen Yayınları Sayfa 236
PİŞEKÂR — Ay! Bu söylediğin rüya mı idi?
KAVUKLU — Ben sana: “— Hayırdır inşallah!” demedim miydi?
PİŞEKÂR — Ben de, başından geçmiş bir vaka diye dinliyorum.
KAVUKLU — Aklıma gelmedi. Bileydim, rüya olduğunu evvelden söylerdim.
FASIL
PİŞEKÂR — Eee, Hamdi’ciğim, buralardan geçmenin elbet bir sebebi vardır.
KAVUKLU — Olmaz olur mu? Senin bu mahallede muhtar olduğunu haber aldım; koşa koşa sana geldim, bana bir yardımın olsun diye. Eibette bu mahallede bana münasip bir iş bulursun.
PİŞEKÂR — Sana münasip bir iş var ki. Hamdi’ciğim, senin için biçilmiş hırka. Eğer giyebilirsen.
KAVUKLU — Ne gibi bir iş bu?
PİŞEKÂR — Bu mahallenin bir bekçisi noksan. Seni bekçi yapalım, arkadaşınla geçinir gidersiniz.
KAVUKLU — Dediğin güzel ama, ben bekçilikten anlamam.
PİŞEKÂR — Ben sana mühim yerlerini tarif ederim. Bir kere arkadaşın buralı değil, Kastamonu’lu. O ince işlerden anlamaz, sense İstanbullusun, her bir şey yapabilirsin. Düğün gibi, nikâh gibi şeylerden de para kazanırsın.
KAVUKLU — Ya geceleri gezmek?
PİŞEKÂR — O kolay bir şey. Yarı gece sen, yarı gece de arkadaşın gezecek.
(…)
PİŞEKÂR — Tak, tak, tak, tak!… Gelelim. Ramazan geldi. Ne yapacaksın?
KAVUKLU — Ne yapacağım?
PİŞEKÂR — Davul çalacaksın, her akşam sahurda beyit söyleyeceksin.
KAVUKLU — Ben beyit bilmem.
PİŞEKÂR — Ben sana öğretirim. Meselâ, Ramazanın ilk gecesinden başlarsın; gece sahur oldu mu, davulu boynuna takarsın… Çalmasını biliyor musun?
KAVUKLU — Kimse görmezse.
PİŞEKÂR — Nasıl kimse görmezse?… Evvelâ davulu alırsın, sağ eline tokmak, sol eline çırpı:
Dum dumudu dum dum!
Dum dumudu dum dum!…
KAVUKLU — Ben bu dum dum’u yapamam. PİŞEKÂR — Canım, sana sözlüsünü öğreteyim.
KAVUKLU — Nasıl sözlü? Davul lâkırdı mı söyleyecek?
PİŞEKÂR — Bak dinle:
Kalk kadın, kalk kalk, gözleme yap!
Kalk kadın, kalk kalk, gözleme yap!
KAVUKLU — Ya kadın gözleme yapmayacaksa? PİŞEKÂR — Yahu, ne söz anlamazsın! Davulun ezgisi… Gelelim beyit söylemeye.
KAVUKLU — Beyit nasıl olur?
PİŞEKÂR — Arkadaşın fener çeker, sen de söylersin. Beyit:
Tahtadan fener yaparım Çıkmaz sokağa saparım (…)
Bir başka beyit daha:
Halayıklar halayıklar Ocak başında sayıklar Davulun sesin işitince Pirincin taşın ayıklar
KAVUKLU — Ya halayıklar kızar da, birer kızılcık değneğiyle bizim abanın piresini ayıklarsa? O zaman iş fenalaşır.
PİŞEKÂR — Gelelim yatıp kalkacak yere. Mahallemizde bir çok kiralık evler vardır. Boş olanlardan hangisinde olsa yatar kalkarsın. Şu arka tarafımdaki hâne sana münasip.
KAVUKLU — Bizim köroğlu gelirse, sakın burada olduğumu söyleme.
PİŞEKÂR — Neme lâzım! Hiç senin rahatını bozar mıyım? Bir kere de arkadaşını çağıralım da görüşün.
(Yenidünyaya otururlar.)
(…)
I. ZENNE — Ah, İsmail Efendiciğim! Büyük felâkete düştüm. Kimsesizliğin sonu böyle olur.
PİŞEKÂR — Ne oldu, kızın? Sen benim sadık arkadaşımın kızısın. Benim de evlâdım sayılırsın. Derdini söylemeyen derman bulamaz.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Beşgen Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 236 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yeni Yorum