Evvel Cevap
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Beşgen Yayınları Sayfa 195
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beşgen Yayınları
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Beşgen Yayınları Sayfa 195

“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 195 Beşgen Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Beşgen Yayınları Sayfa 195

Metin ve Türle İlgili Açıklamalar

Okuduğunuz metin, Türk edebiyatında Batılı yaşam tarzına özenenleri eleştiren eserlerden biri olan Araba Sevda’ndan alınmıştır. Mizahi bir üslupla trajikomik (hem acıklı hem de güldürücü özelliği olan) bir konuyu ele alan roman, Batı kültürüne bilinçsizce bağlanan ve millî değerlerinden uzaklaşan bir kuşağın durumunu irdelemesi açısından edebiyatımızda önemli bir konumdadır.

Türk edebiyatında roman türüne ait ilk örnekler 1860’tan sonra Tanzimat Dönemi’nde verilmeye başlanmıştır. Fransız edebiyatından romanlar çevrilmiş, sonra da yerli romanlar yazılmıştır. Edebiyatımızdaki ilk çeviri roman Yusuf Kâmil Paşa’nın Fransız sanatçı Fenelon’dan (Fenelon) çevirdiği Telemaque (Telemak) adlı eserdir. Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat eseri ilk yerli roman, Namık Kemal’in  ilk edebî roman, Cezmi’si ilk tarihî romandır. Recaizâde Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası ilk realist roman, Nabizâde Nazım’ın Karabibik’i ilk köy romanıdır.

Samipaşazâde Sezai’nin Sergüzeşt adlı eseri de romantizmden realizme geçişi temsil eden bir romandır.

Tanzimat’ın Birinci Dönemi’nde yazılan romanlar teknik yönden kusurludur. Romantizmin etkisinden ve roman türüne hâkim olamamaktan dolayı eserlerde tesadüflere çokça yer verilmiş, yazarlar eserlerinde kendilerini gizlememişlerdir. Romanlarda yazarlar araya girerek okuyucuya seslenmiş, olayların akışına müdahale etmiştir. Roman kahramanları tek yönlü ele alınmış; iyiler iyi, kötüler de kötü olarak verilmiştir. Romanların sonunda iyiler ödüllendirilmiş, kötüler ise cezalandırılmıştır. Mekân tasvirleri süs amacıyla yapılmış; mekânın, kahramanın ruh dünyası üzerindeki etkisine önem verilmemiştir.

Tanzimat’ın İkinci Dönemi’nde roman tekniği giderek gelişmiş, ilk dönemdeki aksaklıklar giderilmiştir. Bu dönemde realizm akımının etkisiyle romanlar yazılmıştır.

Tanzimat Dönemi romanlarında mekân İstanbul’dur. Olaylar günlük yaşamdan veya tarihten alınmıştır. Esaret, yanlış evlilik, Batı medeniyetine geçişte yaşanan sorunlar, kadın-erkek ilişkileri, aşk gibi konular romanlarda ele alınmıştır.

Ahmet Mithat Efendi, Şemsettin Sami gibi sanatçılar romanlarında halka; Samipaşazâde Sezai, Recaizâde Mahmut Ekrem gibi sanatçılar ise aydınlara yönelmiştir. Halka yönelen sanatçılar daha yalın bir dil kullanmaya çalışmıştır.

Metni Anlama ve Çözümleme

Soru: 1) Araba Sevdası adlı metinden alınan “Zaten görmek, bakmak da istemezdi.” cümlesinde geçen “görmek” ve “bakmak” kelimelerinin anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizin doğruluğunu TDK’nin Türkçe Sözlük’ünden kontrol ediniz.

  • Cevap: Bakmak kelimesi bilinçli yapılan bir hareket değildir. Bir kişiye bakarız, bir manzaraya bakarız ama dikkat etmeyiz. Görmek ise bilinçlidir. Dikkatle ilgilidir.

Kelimelerin TDK karşılığı:

  • Bakmak (TDK Sözlük): Bakışı bir şey üzerine çevirmek.
  • Görmek (TDK Sözlük): Gözle algılamak, seçmek. 2. Anlamak, kavramak, sezmek

Soru: 2) Metnin temasını ve konusunu belirleyiniz.

  • Cevap:

Tema: Batılı yaşam tarzına özenme, gösteriş merakı.

Konu: Bihruz Bey’in Batı kültürüne bilinçsizce bağlanması, lüks düşkünlüğü ve çevresine kendini gösterme çabasıyla yaşadığı komik olaylar.

Soru: 3) Metindeki çatışmaları ve karşılaşmaları gösteriniz.

  • Cevap:

Çatışmalar: Bihruz Bey’in gösteriş merakı ile gerçekler arasındaki fark. Sahip olmak istediği “şık” yaşam tarzı ile sahip olmadığı deneyim ve nitelikler arasında bir çatışma yaşar. Ayrıca, hayali aşkı Periveş’le kurduğu dünya ve gerçekte yaşadığı hayal kırıklığı arasında bir çatışma vardır.

Karşılaşmalar: Bihruz Bey’in Çamlıca bahçesindeki gezintileri sırasında Periveş ile karşılaşması ve onu yanlış anlaması; daha sonra da Periveş’i başka biri sanarak komik bir duruma düşmesi.

Soru: 4) Okuduğunuz metinde betimleyici anlatımdan yararlanılan yerleri gösteriniz.

  • Cevap: “Mevsimin modasına göre bazen koyu, bazen açık renkli epey dar elbisesi, bal renginde eldivenleri, ufak fesi ile yan taraftan görünen yüzünün bir yarısı frenk gömleğinin dimdik duran yüksek yakasıyla örtülmüştü.” şeklindeki Bihruz Bey’in arabasının detayları (rengi, süslemeleri, tekerleklerin boyutları), giydiği kıyafetler (dar elbisesi, eldivenleri, gömlek yakası) ve Çamlıca’daki bahçenin atmosferi betimleyici bir şekilde anlatılmıştır.

Soru: 5) Metnin iletisi ile yazarın esere verdiği ad arasındaki ilişkiyi değerlendiriniz.

  • Cevap: Eserin adı olan Araba Sevdası, Bihruz Bey’in yüzeysel Batı hayranlığını ve araba üzerinden gösteriş yapma çabasını anlatır.

Soru: 6) Bihruz Bey’in olay akışını etkileyen psikolojik ve ahlaki özellikleri hakkında bilgi veriniz.

  • Cevap: Bihruz Bey hayalperest, saf ve yüzeysel bir kişiliğe sahiptir. Aşkı bile yüzeysel bir biçimde, tanımadığı bir kadına yazdığı mektupla ifade eder. Ahlaki olarak zayıf, gösteriş düşkünü ve değerlerinden uzak bir karakterdir. Maddiyat ve dış görünüş her şeyin önündedir.

10. Sınıf Beşgen Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 195 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders ve Çalışma Kitabı Cevapları
Benzer İçerikler

Yeni Yorum