Evvel Cevap
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Beşgen Yayınları Sayfa 159
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Beşgen Yayınları
10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Beşgen Yayınları Sayfa 159

“10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Sayfa 159 Beşgen Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.

10. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Cevapları Beşgen Yayınları Sayfa 159

(…) Bir iki lokma yediler… Kız: “Seni kim zor durumda bıraktı?” dedi. Ahmer, Cafer’in erliğini ve güzelliğini anlatmaya başladı. Bu sözleri saklandığı yerden işiten Cafer: “Acaba bu yiğit Müslüman olmaz mı? diye düşündü… Cafer, hemen paldır küldür merdivenden aşağı indi ve: “Sıhhat olsun.” dedi. Ahmer’in içine korku düştü. “Kimsin?” dedi. Cafer: “(…) Ben seni düşman sanıyordum, hâlbuki sen bana dost imişsin. (…) gel şimdi iman et, Müslüman ol ve bana arkadaş, kardeş ol. Canını cehennem ateşinden kurtar.” dedi. Ahmer: “Hey! Sen burada ne yapıyorsun?” dedi. Cafer: “Beni nerede anarlarsa ben orada hazır olurum.” dedi. Ahmer: “Hele hoş geldin, şimdi seninle güreş tutalım; eğer sen beni yenersen ben Müslüman olayım, eğer ben seni yener- sem sen benim dinime gir.” dedi. Cafer: “Hoş söz.” dedi.
Bunun üzerine Ahmer aşağı inip bir güzel tuman giydi ve durdu. Cafer’e: “Pehlivan sen benim kuşağımı tut, ben de senin kuşağını tutayım.” dedi. Bu söze razı oldular. Ahmer üç defa zorladı, Cafer’i yenemedi, kızdı. Cafer’e bir yumruk vurmak istedi, ancak Cafer öyle bir nara attı ki Ahmer’in ve kızın akılları kaçtı. Cafer, Ahmer’i yavaşça yere indirdi.(…) Cafer: “Ya Ahmer! Sözünde duruyor musun?” dedi. Ahmer: “Er olan sözünden dönmez.” dedi. (…) Ahmer doğruldu ve yüzünü yere koyup: “Ne yapayım ki Müslüman olayım?” dedi. Cafer, Kelime-i Şahadet’ i okuttu. Ahmer iman etti, Müslüman oldu. Kız dahi birlikte Müslüman oldu. (…) Ahmer: “Ya Cafer! Sana bir lakap koymak istiyorum, bende hatırın kalmasın.” dedi. Cafer: “İyi olur.” dedi. Ahmer: “Senin adın Battal olsun.” dedi. Battal: “Ben de sana bir ad koyayım.” dedi. Ahmer: “İyi olur.” dedi. Cafer: “Senin adın, Ahmet Turan olsun.” dedi. Mutlu ve şen oturdular. Battal Gazi çok şükretti. Ahmet Turan: “Ya pehlivan! Kalk şimdi yerine git. Ben de askerime varayım. Yarın bu meydana gel. Ben de geleyim. Birbirimizle cenk edelim. Beni meydanda yere yık, ben de çaresiz kalayım. Bütün askerler bu durumu görsünler. Sonra da kâfir askerine karşı neler yapacağımı gör, dedi. Battal: “İyi olur.” dedi ve ikisi de askerlerinin yanına vardılar.
Sabah oldu. Her iki asker grubu karşılıklı saf bağladılar. Seyyid Battal büyük bir cesaretle meydana atını sürdü. Çağırdı: “Ahmer nerede? Gelsin!” dedi. Ahmer de Battal’ı gördü ve meydana atını sürdü, ancak Ahmer geceki gibi değildi, sözünden dönmüştü. Battal: “Ya Ahmer! Ahdinden sapmışsın!” dedi. Ahmer: “Gece söylediklerim ciddi değildi (…).” dedi. Elindeki süngüyle saldırdı. Seyyid Battal onun süngüsünü kamçısıyla karşıladı, süngü parça parça oldu. O anda Ahmer Battal’ın önünden kaçmak isterken Battal öyle bir ayak darbesi vurdu ki iki ayağı üzengilerden çıkıp tepesinin üzerine yedi adım öteye yıkıldı. İslâm askerinden bir ses yükseldi ve hepsi aferin kıldılar. Seyyid Battal tıpkı şahin gibi sıçradı, (…): “Ya Ahmer! Sözünde duruyor musun, yoksa ölür müsün?” dedi. Ahmer aman diledi. Seyyid Battal ayağa kalktı. Ahmer de doğruldu ve başını Bat- tal’ın ayağına dayadı. Yüzünü kâfir askerinden yana döndürdü. Yüksek sesle ve samimiyetle dedi ki “Eşhedü Enlailahe illallah ve Eşhedü Enne Muhammeden Abdühü ve Resûlüh” diyerek kelime-i şahadet getirdi.
Ahmet Turan adını alan Ahmer, savaşta Müslümanlara yardım eder.
(…)
Battal Gazi’yi Cûde ve dört oğlu takip etti. Emir Ömer üç bin er ile hamle yaptı. Diğer dostları da cenge girdi. Bir gün ve bir gece boyunca şiddetli cenk oldu. Müslümanlar zor durumda kalınca Battal yüzünü göğe döndürerek: “Ey Allah’ım! Bu cenge ben sebep oldum, beni mahcup etme!” dedi. Hemen o anda şiddetli bir rüzgâr çıktı. Toprak savruldu ve kâfir askerlerinin göz çukurları toprak ile dolarak gözleri kör oldu. Battal atını sürüp safları yararak bayrağın yanına geldi. (…) Bayrağı indirdi. Kâfir askerleri korkup kaçmaya başladılar. (…) Esir alınanların tümü Müslüman oldular. Seyyid Battal tümüne atlar ve giysiler bağışladı. Yeni Müslümanları Kayser’in oğlu Rabi’nin üzerine gönderdi. Ondan sonra pencik çıkardı. Geri kalanı gazilere dağıtarak kendisine bir tane bile kabul etmedi. Sonra dönüp Malatya’ya geldiler. Fetihnâme yazıp o pencik malı ile birlikte halifeye gönderdi. Ne zaman ki Cûde, Halife Hazretlerine geldi, mektubu o zaman okudular. Seyyid Battal’ın bu fethine

  • Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır. 

10. Sınıf Beşgen Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 159 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.

Ders ve Çalışma Kitabı Cevapları
Benzer İçerikler

Yeni Yorum