10. Sınıf Meb Yayınları Felsefe Ders Kitabı Sayfa 15 Cevabı
“10. Sınıf Meb Yayınları Felsefe Ders Kitabı Sayfa 15 Cevabı” ise önce sorular yazıldı daha sonra kitabın üzerinde çözülerek gösterildi. Önce sorular hemen ardından ise cevaplar mevcuttur.
10. Sınıf Meb Yayınları Felsefe Ders Kitabı Sayfa 15 Cevabı
1.1.2. FELSEFE TERİMİ
Felsefe, insana yabancı gelmeyen ama ne olduğu konusunda birçok insanın ayrıntılı fikre sahip olmadığı bir uğraşıdır. Felsefeyi anlamak için ilk olarak kelime anlamına bakmakta fayda vardır. Yunanca bilgelik sevgisi (bilgelik dostu) anlamına gelen felsefe (philosophia), sevmek (philia) ve bilgelik (sophia) sözcüklerinin birleşiminden türemiştir. Felsefeyle uğraşan düşünürlere ise filozof (philosophos) adı verilir. Bu ismin ilk defa Phytagoras [Pisagor (MÖ 580-500)] tarafından kullanıldığı kabul edilir. O dönemde düşünürlere bazen bilge bazen bilgelik anlamına gelen sophos denirdi. Phytagoras, bu kelimenin başına philia (sevgi, arayış) kelimesini getirerek kendine sophos diyenlere karşı philosophos (bilgiyi seven, bilgeliği seven) olduğunu belirtir. O; bu tavrıyla felsefenin bilgiyle olan ilişkisini açıklamaya çalışmasının yanında bilgeliğin, bilgi ve kişilik yoluyla yetkinleşme olduğuna da işaret eder. Gerçekleri olduğu gibi tasavvur eden, hükümleri ona göre onaylayan ve ahlaklı bir şekilde hareket eden insanın bilgelik yolunda olduğu ve felsefenin buna fayda sağladığı söylenebilir. Yetkinliğe mutlak olarak erişildiğini ileri sürmek olanaklı olmadığı gibi bu iddiada bulunmak da bir cehalete yol açabilir. Felsefenin bilgeliği seven anlamında terimleştirilmesi önemli bir felsefi anlayışa dayanır. Bunun dışında felsefenin birçok kavramla ilişkisi olduğu görülür (Şekil 1.2).
Filozofun bilgiyle uğraşması felsefenin hikmet anlamında da kullanılmasını sağlamıştır. Yunanca eserlerin Arapçaya çevirilmesi esnasında philosophos (filozof) teriminin hem feylasûf hem de hakîm (hakiym) olarak kullanılması bu nedenledir. Hakîm, aynı zamanda hikmet sahibi olan kişi anlamında da kullanılır. Hikmet sahibi kişi hakîm olduğu şeyin nedenlerini bilen kişidir. Fahrettin er-Râzî’ye göre hikmet, özü itibarıyla ilimle ilgilidir. Buna ek olarak doğruyu bilmek ve onu hayata geçirmek de hikmetle alakalıdır. İslam felsefesinde felsefe kavramının eş anlamlısı olarak hikmet kavramı da kullanılır. Bu anlayışın etkisi altında olan hikmet kelimesi Türkçede bilgelik anlamına gelir, bu anlamının yanı sıra felsefe anlamı da vardır.
Felsefenin tarihsel seyrine bakıldığında onun ilk izleri Doğu medeniyetlerinde görülür. Özellikle bu medeniyetlerin ahlak ve siyaset alanında ileri sürdüğü pratik düşünceler temelinde insan ilişkilerine getirdiği yorumlar, felsefenin buralarda var olduğunu kanıtlar niteliktedir. Ama varlık alanında başlattığı araştırmalar ve teorik tartışmalar nedeniyle felsefenin MÖ 6. yüzyılda Antik Yunan medeniyetinde sistematik hâle geldiği kabul edilir. Antik Yunan medeniyetinin o dönemde yüksek refah düzeyine ulaşması ve farklı kültürlerle olan ilişkisi, felsefenin burada gelişmesine olanak sağlamıştır. Zaman içinde felsefe farklı kültür ve coğrafyalara hızla yayılmış, hayatı ve insanı anlamaya dönük sorgulama faaliyeti hâline gelmiştir.
Filozoflar, her çağda ve o çağın toplumlarında hakikati aramıştır. Dolayısıyla felsefeyle hakikat arasında bir ilişki söz konusudur. Bazen gerçeklik bazen doğruluk kavramı yerine kullanılan hakikatin tam bir tanımını yapmak zordur. Gerçeklik anlamıyla hakikat, varlıkların var olması anlamına gelir. Doğruluk anlamıyla düşünüldüğünde ise insanın bir konu hakkındaki düşüncesinin o konunun gerçekliğiyle olan uygunluğudur. Hakikatin felsefede kullanımı daha çok onun doğruluk anlamı üzerindedir. Filozof, insana dair her alanda düşünce üreterek hakikati aramaktadır.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Felsefe Ders Kitabı Meb Yayınları Sayfa 15 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.