10. Sınıf Felsefe Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 118
10. Sınıf Felsefe Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 118 Cevapları Meb Yayınları‘na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Felsefe Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Cevapları Sayfa 118
Aşağıdaki metni okuyunuz ve metinden hareketle soruları cevaplayınız.
Bazı insanlara kendilerini başkalarının içinde aramaları öğretilmiş. Oysa hiç kimse, hiçbir türlü öz saygıya ihtiyaç duymayacak kadar salt bir alçak gönüllülüğe varamaz. Sağ kalamaz o zaman. Bu
boyunca hayırseverliğin, kendinden vermenin en yüce ideal olduğu doktrini öğretildiği hâlde insanoğlu bunu kabul ederken tek kabul edebileceği biçime sokmuş. Öz saygısını başkaları kanalıyla aramış elden düşme yaşayarak.
Bu da tabii her türlü korkunçluğun kapısını açmış. Gerçekten bencil bir insanın asla kabul edemeyeceği türden korkunç bir bencilliğe dönüşmüş. Bugün de dünyanın bencillikten yok olmasına engel olabilmek için benliğimizi mahvetmemiz, onu yok etmemiz isteniyor. Bugün nelerin nasihat edildiğine kulak ka- bartsana. Çevrendeki insanlara bak. Neden acı çektikleri, neden hep mutluluk arayıp bir türlü bulamadıkları merak edilir. Bir insan şöyle bir durup kendi kendine “Benim hiç gerçek anlamda kişisel bir arzum oldu mu?” diye sorsa cevabı hemen bulur. Bütün isteklerinin, çabalarının, rüyalarının, ihtiraslarının hep başka insanlardan gelme bir motivasyon olduğunu görür. Aslında çabası maddesel zenginlik uğruna bile değildir, elden düşmecinin hayali sayabileceğimiz saygınlık içindir. Bir onay arar. Kendinin olmayan bir onay. Ne o mücadeleden bir keyif alır, ne de başardığı zaman bir sevinç duyar. Bir tek şey için bile “Bunu isteyişim, kendim istediğim içindir yoksa komşularım bana imrensin diye değil.” diyemez. Ondan sonra da neden mutsuzum diye merak eder. Mutluluğun her türü, kişiye özeldir. En büyük anlarımız kişiseldir, kendimizden kaynaklanan bir motivasyondan gelir, ona el sürülemez.
a. Metinde geçen elden düşmeci anlayış ile ne kastedilmektedir?
- Cevap: İnsanın başkaları icin yaşaması gerektiğini savunan, insanın başkasının onayını dikkate almasını isteyen, bağımlı ilişkiler kurmaya teşvik eden, kişinin içsel kaynaklarını zayıflatan, davranışlarında kişisel ihtiyaçlarını gözetmesini yasaklayan yalnızca karşı tarafın çıkarının gözetildiği, insanı fedakar olmaya zorlayan ve onu sömüren bir anlayış ve öğreti kastedilmektedir.
b. İnsanın başkasının isteklerine göre yahut sırf kendi mutluluğu için yaşaması doğru mudur? Sizce bu ikisi arasında nasıl bir yol izlenmelidir?
- Cevap: İnsanın sırf kendi çıkarını gözeterek saf ve ilkel biçimde bencilce hareket etmesi doğru değildir. Yine de varlığını ve benliğini koruyabilecek, sürdürebilecek kadar kendini düşünmelidir, bencil hareket etmeye hakkı vardır. İnsan eylemlerinde motivasyonunu mutluluk ve yeteneklerinden almalı, kişisel alanı olmalı ve onları kamusal alandan koruyabilecek ve başkalarıyla ilişkisinde kendi benliğine sadık kalabilecek kadar bencil olmalıdır. İnsan, toplum içinde yaşar ve başkalarıyla ilişkilerinde onları gözetir. İnsanlara yardım ve fedakarlıkta bulunabilir. İnsanın başkalarıyla ilişkilerinde yalnızca karşı tarafı düşünme eğiliminde olmamalıdır. Kendi isteklerini gözetmeden tek taraflı fedakarlık yaparak sömürülecek kadar ileriye gitmemelidir. İnsanın saf çıkarına veya sadece başkasının yararına göre davranması sakıncalı durumlar doğurur. Onlar arasında dengeli bir yol izlenmelidir.
c. Ayn Rand’a göre herkesin paylaşılabildiği bir mutluluk anlayışı söz konusu mudur yoksa mutluluk kişiye özgü müdür? Rand’ın fikirlerinin ahlak felsefesinin hangi görüşüyle yakından ilişkili olduğunu değerlendiriniz.
- Cevap: Her insanın ilgisi, mutlu olacağı ve faydasına olacak şeyler farklı olacaktır. Bunlar insanın özel alanına girdiği için kamulaştırılıp herkes için makbul geçerli hâle getirilemez. Ayn Rand’ın görüşleri evrensel ahlak yasasını kabul etmeyen egoizme (bencillik) karşılık gelir, onun ahlak yasasını evrensel olarak değerlendiren görüşlerle yakınlığı yoktur. Temel iddiası ahlaki ilkenin kişisel olduğudur. Ayrıca insanın ilkel biçimde saf çıkarına göre değil çıkarını ılımlı ve rasyonel ölçüde hesaba katarak hareket etmesi gerektiği yönündedir. Bu görüşleri ilkel bir egoizm içermeyip akılcı bir egoizme karşılık gelir.
10. Sınıf Meb Yayınları Felsefe Beceri Temelli Etkinlik Kitabı Sayfa 118 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.