10. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 123
10. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 29 Cevapları Meb Yayınları’na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Meb Yayınları Ders Kitabı Cevapları Sayfa 123
Eşarilik, Ebû’l-Hasen el-Eşarı’nin görüşleri çevresinde şekillenmiş olan bir yorum biçimidir. Ebû’l-Hasen el-Eşarı, 873 yılında Basra’da doğmuş, 936 yılında Bağdat’ta vefat etmiştir. 40 yaşına kadar Mutezile’nin görüşlerini savunmuştur. Hayatının sonraki kısmında ise Mutezile’nin görüşlerine açıkça karşı çıkmış, hadis ve sünneti merkeze alan bir yaklaşımı benimsemiştir.
Eşarilik, akılcı bakış açısına sahip olan ve bunu gereğinden fazla ön plana çıkaran Mutezile ekolüne bir tepki olarak varlığını devam ettirmiştir.
Eşarilik’e göre Allah’ın (c.c.) ahirette müminler tarafından görülmesi mümkündür ve görülecektir. İyi ve kötü, güzel ve çirkin akıl ile değil ancak vahiy yoluyla bilinebilir. Büyük günah işleyen dinden çıkmaz. Günahı karşılığında cehennemde kalır sonra cennete gider veya Allah (c.c.) isterse onu affeder.
BİLGİ KUTUSU
“Sana biat edenler ancak Allah’a (c.c.) biat etmiş olurlar. Allah’ın (c.c.) eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah’a (c.c.) verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükafat verecektir.”
(Fetih suresi, 10. ayet.)
İmam Maturidi ayette geçen Allah’ın (c.c.) eli ifadesinin mecaz olarak kullanıldığını ve bu kelimenin Allah’ın (c.c.) inananları koruması anlamına geldiğini söylemektedir. İmam Eşari ise Allah’ın eli ifadesinin gerçek anlamda kullanıldığını fakat Allah’ın (c.c.) elinin nasıl olduğu ile ilgili bir bilginin olmadığını söylemiştir.
Şia
Şia, Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ali’yi (r.a.) ve ehl-i beytini halifeliğe (imamet) en layık kişi olarak gören ve onu meşru halife kabul eden; ondan sonraki halifelerin de onun soyundan gelmesi gerektiğine inanan toplulukların ortak adıdır.
Şiiler, imamet konusunu inanç esaslarından biri olarak kabul ederler. Onlara göre Hz. Ali’nin (r.a.) imameti hem ayetlerle hem de Hz. Peygamber’in vasiyetiyle sabit olmuştur. Dolayısıyla Hz. Ali’den (r.a.) önce hilafet makamına gelenlerin yönetimleri meşru değildir. Tarih içinde gelişerek itikadi, siyasi ve fıkhi konularda kendine özgü fikirleriyle bağımsız bir ekol olarak varlığını sürdürmüştür.
Şia düşüncesine göre Hz. Ali (r.a.), Hz. Peygamber’den sonra insanların en üstünüdür. Başta Hz. Ali (r.a.) olmak üzere çocukları da imamete en layık olanlardır. Hz. Peygamber sağlığında Veda Haccı’ndan dönerken Gadır-i Hum denen mevkide Hz. Ali’yi (r.a.) kendisinden sonra halife tayin etmiştir. Çünkü halife tayini ümmetin istek ve seçimine bırakılacak kadar küçük işlerden değildir. Buna göre on iki imam, masum yani günahsızdır. Bu imamların sonuncusu olan Muhammed Mehdi’nin bir gün dünyaya döneceğine inanılır
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Meb Yayınları Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 123 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.