10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları Pasifik Yayınları Sayfa 141
“10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları Sayfa 141 Pasifik Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları Pasifik Yayınları Sayfa 141
Günlük hayatımızın hemen her alanında, gerek doğal yollardan gerekse teknolojik gelişmelerin getirdiği kolaylıkların bir bedeli olarak sürekli radyasyona maruz kalmaktayız. Dünya’nın oluşumundan beri canlılar, doğal radyasyon kaynakları olan Güneş ışınları ve yer kabuğundaki radyoaktif maddelerden kaynaklanan radyasyonla birlikte yaşamaktadır. Ancak günümüzde en önemli enerji üretim seçeneklerinden biri olan nükleer enerji, radyoaktif kirlilik konusunda endişeler yaratmaktadır. Görsel 3.22’de gördüğünüz gibi bir nükleer enerji santralinde atomların parçalanması sırasında ve sonrasında radyoaktif atıklar oluşur. Bu atıkların zararsız hâle getirilmesi, günümüz teknolojisi ile mümkün değildir. Bu nedenle nükleer santrallerde ortaya çıkan atıkların güvenli bir şekilde depolanması gerekmektedir.
Nükleer santrallerde yeterli güvenlik önlemleri alınmazsa neler olabileceği 1986 yılında Ukrayna’nın Çernobil kentinde meydana gelen nükleer reaktör kazası ile çok iyi anlaşılmıştır. Bu kazadan atmosfere yayılan radyoaktif maddeler çok sayıda insanın ölümüne, kanser vakalarının artmasına ve embriyonik dönemde zarar görmüş sakat çocukların doğmasına sebep olmuştur.
Birçok çevre kirliliği sorunu gibi nükleer felaketler de ülke sınırlarını aşarak başka ülkeleri de etkilemektedir. Örneğin bazı çevreler, ülkemizin Karadeniz Bölgesi’ndeki kanser vakalarında görülen artışı bu kazaya bağlamaktadır.
Nükleer enerji ile sadece elektrik enerjisi üretilmekle kalmayıp bazı ülkeler nükleer silah da üretmişlerdir. Nükleer silahlar, diğer patlayıcılardan çok daha fazla zarar verme amaçlı kullanılır ve bir kenti ya da bir ülkeyi canlı, cansız ne varsa tamamen yok edecek güçtedir. Dünya tarihinde, ABD tarafından Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atılan nükleer bomba bunun örnekleridir.
İnsanlar, röntgen gibi tıbbi amaçlı tanı ve tedavi yöntemleri kullanıldığında da bir miktar iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalırlar. Ayrıca hava alanlarında ve alışveriş merkezlerinde bulunan ve X-ışınları ile çalışan dedektörler de iyonlaştırıcı radyasyon yaymaktadır.
İnsanların tıbbi amaçlı uygulanması gereken radyasyon dışında doğrudan iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalmaları kesinlikle önerilmez. İyonlaştırıcı radyasyon, daha önce de değindiğimiz gibi DNA’yı ve hücre yapısını bozarak kısa ve uzun vadede insan sağlığına ciddi zararlar verir. Radyasyon, anne karnındaki bebeklerde ciddi sağlık sorunlarına, düşüklere; bebek ve çocuklarda da büyüme, gelişme ve zekâ geriliğine yol açabilir. Günlük hayatta doğal radyasyona maruz kalmayı önlemek neredeyse imkansızdır. Yapay radyasyonun etkisi ise alınacak önlemlerle önemli ölçüde azaltılabilir. Radyasyon kaynağı yakınında geçen süreyi azaltmak, radyasyon ile mesafeyi azaltmak ve radyasyon kaynağı ile kişi arasına bir engel koymak gibi önlemler alınabilir.
D. Ses Kirliliği
Çok yüksek sesli ortamlarda, ses kaynaklarının neler olduğunu fark ettiniz mi? Bu gibi ortamlarda nasıl bir rahatsızlık hissedersiniz?
- Cevap: Yüksek sesli ortamlarda en yaygın ses kaynakları trafik, inşaat faaliyetleri, yüksek sesle çalan müzik ve endüstriyel makinelerdir. Bu tür ortamlarda baş ağrısı, kulak çınlaması ve konsantrasyon kaybı gibi rahatsızlıklar hissedilir.
10. Sınıf Pasifik Yayınları Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 141 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.