10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları Pasifik Yayınları Sayfa 139
“10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları Sayfa 139 Pasifik Yayınları” ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
10. Sınıf Biyoloji Ders Kitabı Cevapları Pasifik Yayınları Sayfa 139
B. Su Kirliliği
Denizler, göller ve akarsular; balık vb. deniz ürünleri ile temel gıdalarımızı elde ettiğimiz, enerji ürettiğimiz doğal kaynaklardır. İnsanoğlu bir yandan sulardan faydalanmış, bir yandan da endüstrileşmenin ve kentleşmenin sonucu olarak ortaya çıkan atıklarını sulara dökmüştür. Fakat zamanla sulara attığı her şeyin yok olmadığını ve bunun sonuçlarından da yine kendinin zararlı çıkacağını anlamıştır.
Yeryüzündeki suları okyanuslar, denizler, göller, akarsular ve yer altı suları oluşturur. Ayrıca atmosfer de buhar hâlinde su içerir. Yeryüzünde ve yer altındaki sular güneş enerjisi etkisi ile sürekli bir dolaşım içinde bulunur. Yeryüzünden buharlaşarak atmosfere çıkan sular, yoğunlaşarak tekrar yeryüzüne döner. İnsanlar, yaşamlarını sürdürebilmek ve ekonomik ihtiyaçlarını giderebilmek için suyu bu dolaşımdan alır, kullandıktan sonra yine aynı dolaşıma verirler. Bu olaylar sırasında suya karışan maddeler, suların doğal yapısını ve bileşimini bozabilir. Suyun doğal yapısı ve bileşiminin insanı ve diğer canlıları olumsuz etkileyecek şekilde değişmesi su kirliliği olarak adlandırılır. Görsel 3.18’de uygun olmayan ve sınırlı bir su kaynağını kullanan insanlar görülmektedir.
Su kirleticilerinden en yaygın olanlar kimyasal gübreler, tarım ilaçları, deterjanlar, iyi arıtılmamış fabrika atıkları ve evsel atıklardır. Kirletici maddeler, doğrudan suya değil, toprağa veya atmosfere de verilebilir. Buralardan da yağışlar ve yer altı sularıyla akarsulara, denizlere ve göllere karışır. Daha önce değindiğimiz asit yağmurları da su kirliliğinin bir diğer nedenidir.
Arıtılmadan çevreye bırakılan evsel ve endüstriyel atıklar (atık yağlar, gübreler, deterjanlar vb.), su kirliliğine neden olan kirleticilerdendir. Doğal denge içerisinde organik atıklar, sudaki mikroorganizmalar tarafından ayrıştırılır. Ancak artan su kirliliği, yeryüzündeki suların sahip oldukları kendi kendini temizleme kapasitesinin azalmasına veya yok olmasına yol açar. Özellikle göl gibi durgun sulara karışan fosforlu ve azotlu bileşiklerin artması başta alg olmak üzere su içi bitkiler aşırı çoğalır. Organik madde üretimi artarak gölün yüzeyinin yemyeşil olması durumu gözlenir. Bu olaya ötrofikasyon denir. Suda dibe çöken organik maddeyi ayrıştıran saprotrofların faaliyeti artar, oksijen azalır, balık gibi hayvanların oksijensiz kalarak ölür. Ötrofikasyon sonucu tür çeşitliliği azalır. Özellikle tarımda kullanılan gübrelerde ve evsel atıklarda bulunan bol miktardaki fosfor ötrofikasyonu hızlandıran başlıca faktördür.
Çeşitli nedenlerle kirlenen sular gerek çevreye gerekse insan ve diğer canlıların yaşamına zarar verir. Kirlilik oranı çok artan sulardaki bazı canlılar yaşamlarını sürdüremez. Görsel 3.19’da görüldüğü gibi balıkların ölümüne neden olabilir. Kirli suların içme suyu olarak kullanılması ya da kirli sularda yaşayan sucul canlıların besin olarak tüketilmesi yoluyla karadaki canlılar da su kirliliğinden olumsuz etkilenir.
Herhangi bir şekilde kirlenmiş suyu içmek ya da kullanmak, kirleticinin kaynağı ve çeşidine göre insan sağlığını farklı şekilde etkiler. Çeşitli yollarla kirlenen su kaynakları hem sudaki hem de karadaki canlılara zarar verir. Sudaki ağır metaller, zehirlenmelere hatta kanser gibi ölümcül hastalıklara neden olabilir. Zararlı bakterilerin ürediği suları içmek, bu bakterilerin yol açtığı kolera, tifo, dizanteri gibi bulaşıcı hastalıkların insana geçmesine neden olur.
- Cevap: Bu sayfada soru bulunmamaktadır.
10. Sınıf Pasifik Yayınları Biyoloji Ders Kitabı Sayfa 139 ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Yeni Yorum