Açık İstiare Nedir, Özellikleri ve Örnekler
Açık İstiâre
Açık İstiare Nedir, Özellikleri ve Örnekler
Benzetme öğelerinden yalnızca benzeyen ile yapılan istiaredir. Bu tür istiarelerde benzeyen söylenip benzetilen söylenmez. Açık istiare, başka bir ifadeyle gerçek anlamın dışında müstear bir isim kullanmaktır. Klasik Türk Edebiyatındaki klişeleşmiş mazmunların çoğu açık istiare şeklindedir. Açık istiarenin modern şiirde de oldukça yoğun olarak kullanıldığını görüyoruz.
********************
Açık İstiare sanatına örnekler
Kadem kadem gece teşrifi Nâili o mehin
Cihan cihan elem-i intizare değmez mi
Naili
Nailî-i Kadim, sevgiliyi “meh” (ay) olarak nitelendirerek açık istiare sanatına baş vurmaktadır. Şair sevgilinin / mehin gece adım adım kendisine doğru gelişini adeta nefsinde yaşamaktadır. Onu / sevgiliyi / m eh i beklemek dünyalar kadar üzüntü çekmeye değmez mi? derken değeceğine dair kuvvetli bir inancı vardır.
Yaslı gelin gibi mahzun mu bilmem?
Yüce dağ başında siyah tül vardır
Rıza Tevfik Bölükbaşı,
Hayatı, Hatıraları Şiirleri
Rıza Tevfik, yüce dağ başındaki bulutları siyah bir tüle benzeterek istiare sanatı yapmaktadır. Burada siyah tül / benzetilen, bulutların yerine kullanılmıştır. Ayrıca birinci dizede bir isti fham sanatı vardır.
********************
Garbın ucunda, son kıyıdan en gürültülü
Bir med zamanı gökyüzü kurşunla örtülü
Yalıya Kemal Beyatlı, Kendi Gök Kubbemiz
Yalıya Kemal, gökyüzünü kurşunla örtülü olarak gösterirken, aslında gökyüzünün bulutlarla kapalı olduğunu anlatmak istemiştir. Fakat burada benzetilen / kurşun söylenmiş, benzeyen / bulut söylenmemiş.
********************
Yaralanmış temiz alnından uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab ne güneşler batıyor!
Mehmet Akif Ersoy, Safahat
Mehmet Akif, güneşleri / benzetileni söylediği halde benzeyeni / Türk askerlerini söylemeyerek açık istiare sanatı yapmıştır. Ayrıca burada hilal / benzetilen söylenip benzeyen / bağımsızlık söylenmeyerek ikinci bir açık istiare daha sözkonusu edilmiştir.
********************
Bu bir lisân-ı hafidir ki ruha dolmakta
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…
Ahmet haşim, bütün Şiirleri
Ahmet Haşini, benzetileni / lisan-ı hâfi’yi / gizli dili söyleyip benzeyeni / aşkı söylemeyerek açık istiare sanatı yapar. Aşk, genelde âşıkların gönlünde gizli / platonik bir öznedir. Fakat bu özne çoğunlukla eylemsizdir / aksiyoner değildir.
********************
Uludağ etekleri al ipekten bu akşam
Düştü yeşil ovaya kubbelerin gölgesi
Ömer B. Uşaklı-hayatı, Eserleri, ve Şahsiyeti
Ömer Bedrettin, akşam vakitleri Uludağ eteklerini al ipek olarak nitelendirirken benzetileni / al ipeği söylediği halde benzeyeni / akşamın kırmızı ışık huzmelerini söylememiştir.
********************
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak.
bu cehennem, bu cennet bizim.
Nazım Hikmet, Kııvcı-yı Milliye
Nazım Hikmet, benzetileni / Cenneti / Cehennemi söyleyip benzeyeni / Anadolu’yu söylemeyerek açık istiare sanatı yapar. Anadolu, karşılıklı bir tezat diyalektiği içerisinde Cennet ve Cehennem olarak nitelendirilmiştir.
********************
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah’ım bıı çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düsman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Cahil Sıtkı Taralıcı, Bütün Şiirleri
Cahit Sıtkı, şakaklarına karın yağıp yağmadığını tecaül-i ârif sanatıyla sorgularken,şakaklarındaki karı/benzetileni söyleyip, ak kılları/benzeyeni söylemeyerek açık istiare sanatı yapıyor.
********************
Yapraklan saçını yerlere yaymış
Sonbahar ağlıyor ayaklarında
Necip Fazıl Kısakürek, Çile
Necip Fazıl, benzetilen / sonbahar ve sonbaharla ilgili yaprak dökümü ve sonbahar yağmurlarını söyleyip benzeyeni / insanı söylenmeyerek kapalı istiare sanatı yapar. Ayrıca, sonbaharın yaprak dökümü ve yağmurları gibi iki ayrı özelliği de söylenmiştir. Sonbahar yapraklarının akarsuların üzerindeki görünümüyle ilgili motif geçmişten günümüze kadar uzanan bir motiftir. Ayrıca sonbaharın ağlamasıyla teşbih sanatı yapılıyor.
********************
Ama biz dokuduk bu kilimi, eh bir dereceye kadar!
Değil ele güne çıkacak, değil asılacak duvarlarda
Behçet Necatigil, Bütün Şiirleri I
Behçet Necatigil, benzetileni/”kilim”i söyleyip benzeyeni / aileyi söylemeyerek kapalı istiare sanatı yapar. Kilim el ile dokunarak imal edildiği için ailenin de tıpkı kilim dokunarak toplumda bir renk armonisi oluşturulduğuna dair bir işaret vardır.
********************
Birden hatırladık seninle buluşamadıgımız günleri
gel ey büyük bakış yüce suskunluk gel artık beri
Turgut Uyar, Büyük Saat
Turgut Uyar, benzetileni/ “büyük bakış” ve “yüce suskunluk’’ söyleyip, “halk”ı söylemeyerek açık istiare sanatı yapar. Halkı, “büyük bakış” ve “yüce suskunluk” olarak nitelendiren şair, toplumcu şiire, istiare sanatının olanaklarından yararlanarak yeni bir perspektif getirir. Bu perspektif ve yoğunluklu olarak estetik bağlamda yapılan bir kurgulamadır.
********************
Erzurum’da geçil vermez kaşlarının ardında
Derindir karanlıktır ıssızdır gözleri
Cemal Süreya, Sevda Sözleri
Cemal Süreya, sevgilinin kaşlarını geçit vermeme özelliğiyle dağlara teşbih ederek ilginç bir açık istiare sanatı yapar. Ayrıca dağların karanlık, ıssızlık ve derinlik özellikleri de anılarak gözle ilgili nitelendirmeler / benzetmeler yapılır. Böylece sevgilinin kaşlarıyla Doğu Anadolu coğrafyası arasında bağlantı kurulmaktadır.
********************
Dünyadan daha dünya ahiretten ahiret
Bir kent ki benzer divan şiiri kasidelerine
Sezai Karakoç, Gün Dogmadan
Sezai Karakoç dünyadan daha dünya / ahiretten daha ahiretten daha ahiret olan ve divan şiiri kasidelerine benzeyen bir kentin benzetilen yönlerini söyleyip, benzeyen kenti/İstanbul’u söylemeyerek açık istiare sanatı yapar.
********************
Düşün ki saçlarını savuruyordu rüzgar
Gözleri gülüyor ama karanlık kirpikleri.
Erol Çankaya, Asıl Adı Gökyüzü
Erol Çankaya, hem benzeyeni / sevgiliyi söylemeyip benzetileni / rüzgarı söyleyerek hem de sevgiliye ait güzellik unsurlarını vererek açık istiare sanatı yapar. Rüzgarın gözlerinin gülmesi teşhis sanatıyla ilgili olmakla birlikte, kirpiklerinin karanlığa benzetilmesi, geleneğin yeniden yorumlanmasıdır.