Teşbih Benzetme Nedir, Özellikleri, Örnekler
Teşbih / Benzetme Sanatı
Teşbih Benzetme Nedir, Özellikleri, Örnekler
Benzetme sanatı. Aralarında ilgi bulunan iki şeyden zayıf olanın güçlü olana benzetilmesiyle yapılır. Teşbih sanatı genellikle benzeyen / benzetilen / benzetme edatı / benzetme yönü gibi unsurlarla kullanılır. Gerek Divan şiirinde gerekse modern Türk şiirinde sevilerek kullanılmıştır.
********************
Teşbih sanatına örnekler
Şahbaz ettiği çün zülfüne kendin teşbih
Aldı sayyâdlar ey kebk-hıırâm anın ele
Nigâhî
Şair Nigâhî, teşbih sanatını somut olarak örneklendirirken doğanın kendisini sevgilisine benzettiğini ve ayrıca sevgilinin de yürüyüşünün de kekliğin sekişine benzediğini, bu yüzden de avcılar tarafından yakalandığını ileri sürer.
********************
Dünyâyı harâb etti o mestâne bakışlar
Ol çeşm süzûşleı o gazâlâne baltışlaı
Şeyhülislâm Bahâyî
Şeyhülislâm Bahâyî, Sevgilinin dünyayı birbirine katıp, herşeyi yakıp yıkan ve harap eden bakışlarını, sarhoşun baygınca bakışına ve ceylanın sözgün bakışına benzeterek teşbih sanatı yapar.
********************
Gel artık, mâsivâ yok, şimdi yurdum Tanrı yurdumdur
Tüten hücremde îmânım, yatan, yer yer sücüdumdır.
Mehmet Akif Ersoy-Safahat
Mehmet Akif, mezar / kabir âlemini Tanrı yurduna, hücresinde tüteni imanına ve yerlerde serilmiş yatanları da secde eden insanlara benzeterek, teşbih sanatı yapar.
********************
Bir acem bahçesi bir seccade
Dolduran havzı âteşten bâde…
Alımet Haşim, Butıin Şiirleri
Ahmet Haşim, üzerinde namaz kılınan seccadeyi bir acem bahçesine benzeterek teşbih sanatı yapıyor. Bununla birlikte güneş ışığı vurmuş havuzu, badeye / içki kadehine; güneşin havuzdaki suya yansımasını ise ateşe benzetir. Ayrıca Acem bahçesinin seccadeye benzetildiğini de görüyoruz.
********************
Akşam… lekesiz, saf,iyi bir yüz gibi akşam…
Tâ karşı bayırlarda tutuşmuş iki üç cam
Yahya Kemal Beyatlı, Kendi Gök Kubbemiz
Yahya Kemal, akşamı saf, lekesiz bir yüze benzetir. Şair, bu benzetmeyi, yüzün saflığı/temizliği / beyazlığı karşısında, akşamın siyah / pis / karanlık olması nedeniyle ayrı bir tezat sanatı içerisinde yapar.
********************
Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et;
Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.
Emin Yurdakul, Bir Şiirden
Mehmet Emin, şairleri haykırmayan bir milleti sevenleri toprak olmuş/ölmüş öksüz bir çocuğa benzeterek teşbih sanatı yapar. Burada şair, ulusların sözcüsü gibi etkin bir özne olarak karşımıza çıkar.
********************
Yine doldu gemimizin arması.
Bizim gemi martı gibi pek oynak
Enis Behiç Koryürek, Beş Hececiler
Enis Behiç, gemiyi, oynaklığı/dalgalarla yalpalanması nedeniyle martıya benzeterek teşbih sanatı yapar. Martılar denizlerde oynaşan oldukça oynak / hareketli kuşlardır. Gemilerin martılara benzetilmesi, onlar gibi oynaklığı/hareketliliği ve denizlerde hızla yol almaları nedeniyledir.
********************
Burda insan, toprak gibi, güneş gibi, deniz gibi bereketli;
Burda insan gibi verimli deniz, güneş ve toprak
Nazım Hikmet, Edebiyat Bilgileri
Nazım Hikmet, birinci dizede, insanı “gibi” edatıyla toprağa, güneşe ve denize benzetirken, yine ikinci dizede aynı edatla benzetilenleri deniz, güneş ve toprağı da tersinden bir okumayla insana benzeterek zincirleme teşbih sanatı yapar.
********************
Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim
Nazım Hikmet, Kiıvcı-yı Milliye
Nazım Hikmet, Anadolu’yu, şekil bakımından Uzak Do- ğu’dan dörtnala koşarak gelen bir kısrak başına benzeterek nefis bir teşbih sanatı yapar. Anadolu’nun coğrafi şekil bakımın
********************
dan bir kısrak başına benzediği bir vakıadır.
Ve kervanlar ordu olarak dörtnala orta doğu’dan azgın bir yenilgi gibi köprülerle geçerdi sudan
Turgut Uyar, Bııyûk Saat
Turgut Uyar, kervanların Ortadoğu’dan geçişini, büyük ve azgın bir bozguna / yenilgiye uğramış orduların köprülerden geçişine benzeterek teşbih sanatı yapar.
********************
Enginde gün batıyor suların süsü gibi,
Sular öyle temiz ki, annemin yüzü gibi
Yeni gurbete çıkmış bir kalb öksüzü gibi
Baş ucumda en uzak, en yakın hâtıralar.
Kemâlettin Kamu-llayatı, Sanatı ve Şiirleri
Kemalettin Kamu, suları temizlik yönünden annesinin yüzüne ve hatıraları da “yeni gurbete çıkmış bir kalp öksüzü”ne benzeterek teşbih sanatı yapar. Bu benzetmede şair, “gibi” edatını da kullanarak teşbihin bütün öğelerini metin içerisine yerleştirmiştir. Annenin yüzü temizlik yönünden sulardan daha güçlüdür.
********************
Uykuya varmak için bu hazin günde, erken
Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken
Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı,
Dört mısra değildi, sanki dört damla kandı
Faruk Nafiz Çamlıbel, Han Duvarları
Faruk Nafiz, duvarda gördüğü bir şiirin mısralarını/kıtayı dört damla kana benzetirken, o mısraların dehşetinden sanki kalbine dört damla kan düşmüş gibi olmuştur.
********************
Böyle yalçın dağlat da sessiz dolaşanlar kim?
Köyler ufka dizilen tozlanmış birer resim:
Yollar köyleri saran eskimiş çerçeveler…
Sabri Esat Sivayuşgil, Yedi Meşaleciler
Sivayuşgil, köyleri ufka dizilen tozlanmış resimlere benzetirken, yolları da köyleri saran eskimiş çerçevelere benzetir. Sanatçı bu teşbihte benzetme edatı ve benzetme yönünü kullanmamıştır.
********************
Kalemim bir fırçadır, ucu iğneden ince
Bir boya kutusudur kafam geceden kara
O fırça hu kutuyla göğüs göğüse verince
Parmaklarım yaklaşır yarınki tablolara.
Seyit Sütüven Bütün Şiirleri
Mustafa Seyit Sutüven, kalemini ucu iğneden de ince olan bir ressamın fırçasına benzetir. Şair kendi kafasını da içerisi geceden de karanlık olan bir boya kutusuna benzetir.
********************
Şen yuva apartmanı bodrum katı
Kulu gibi bir dairede oturuyorlar
Orhan Veli Kanık, Bütün Şiirleri
Orhan Veli, apartman dairesini / sevgilinin oturduğu bodrum katını, bir kutuya benzetir. Bu benzetme daha çok şıklık ve zarafet nedeniyle yapılır. Bu benzetmede teşbihe ait bütün unsurlar kullanılmıştır.
********************
Ufuklarda bu akşam ne sis var, ne bulut var;
Selviler içinde bir alev Emirsultan
Ömer B. Uşaklı-Hayatı, Eserleri ve Şahsiyeti
Ömer Bedreddin, Bursa Emir Sultan türbesini selviler içinde bir aleve benzetir. Alevin insanları aydınlatıcı ve yol gösterici niteliği böyle bir benzetme yapılmasına neden olmuştur ki, Emir Sultan da insanlara maneviyatı nedeniyle yol göstericidir, aydınlatıcıdır.
********************
Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin
benim doğduğum köyler de güzeldi
Cahit Külebi, Bütün Şiirleri
Cahit Külebi, sevgilisini Türkiye kadar aydınlık ve güzel olarak nitelerken teşbih sanatı yapmaktadır. Sevgili, güzellik yönünden Türkiye’ye benzetiliyor. Benzetmenin yanında güçlü ve güzel bir irsal-i mesel sanatı da vardır.
********************
Ayaklar, odalarda, bir çift yavnı güvercin
Tutup avuca almak, okşayıp öpmek için
Ziya Osman Saba, Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi
Ziya Osman Saba, sevgilinin ayaklarını, odalarda bulunan bir çift yavru güvercine benzetir. Ayakların güvercinlere benzemesi, insanların ayaklarıyla sık sır yer değiştirmelerinden ötürüdür. Güvercinler de bilindiği gibi sık sık yer değiştiren kuşlardır.
********************
Yıldırım yemiş bir çınar
Gibiyim
Sevginde.
Çölde bir ehramdır artık
Acın
Yüreğimde
Tahsin Saraç, Edebiyat Bilgileri Sözlüğü
Tahsin Saraç, sevgilinin sevgisinde kendisini yıldırım yemiş bir çınara benzetir. Aşığın sevgisi de büyüklük yönünden ulu bir çınara benzetilmiştir. Çınarlar defalarca yıldırım yemelerine rağmen yine de yok olmazlar / yıkılmazlar. Burada aşkın büyüklüğüne, güçlülüğüne ve yüceliğine işaret vardır. Sevgilinin kendisine aşk yüzünden verdiği adi da- çölde bir ehrama benzetilmiştir.
********************
Alı bu Türküler
Türkülerimiz
Ana sudü gibi candan
Ana südu gibi temiz
Türküler tüter dağ dağ, yayla yayla
Köyümüz, köylümüz memleketimiz
Rahmi Eyüboğlıt, Dol Karabakır Dol
Bedri Rahmi, köyünü / köylüsünü / memleketini saflık ve temizlik yönünden ana sütüne benzetir. Süt beyazdır / siyah değil. Beyazlık saflığın ve temizliğin bir simgesidir. Şair, köyünün ve memleketinin türkülerini de ana sütüne benzetir. Sanatçı, biraz daha dolaylı olarak türküleri; dağa, yaylaya, köye, köylüye ve teşbihi daha da genişleterek “memleketimiz”e benzetiyor. Benzetmenin esası türküler üzerine kuruludur.
********************
taşlığına uzanmış zayıf terliklerinin leylâ
ay gibi leyla gibi ay gibi leyla
Kemal Özer, Çağdaş ve Boyun Eğmeyen
Kemal Özer, Leylâ’yı aya benzetirken tekrir sanatının imkanlarından da yararlanmakla birlikte Leyla ve Mecnun hikayesine de göndermede / telmihte bulunur. Burada sevgilinin aya benzetilme geleneğinin klasik çizgiden çağdaş şiire uzandığı görülür. Sevgilinin aya, Mecnun’un dillere destan sevgilisinin de Leyla’ya benzetilmesi Divan şiirine ait bir imgedir.
********************
sesin bir yaz yağmuru gibi yağarken sesime
giil tomurcuk açıyor, sevda umut içimde
Refik Din baş, Bir Umuttan Bir Sevinçten
Refik Durbaş, sevgilinin sesini, kendi sesi üzerine yağan bir yaz yağmuruna benzetir. Bu benzetme oldukça yeni bir benzetmedir. Klasik gelenek, değişime / dönüşüme / başkalaşıma uğrayarak devam etmektedir.